| Ve Hettie, hani şu hoş yüzbaşının karısı! | Open Subtitles | و "هيتي", أعـرفتها؟ إنها زوجة الكابتن اللطيفه. |
| Büyükanne Hettie'nin Fransız tostunu tarçınsız yapamam. | Open Subtitles | لا يمكنني إعداد التوست الفرنسي "ناني هيتي" بدون القرفه |
| Hettie'nin hemşiresi bu gece için izin istedi. Tamamen unutmuştum. | Open Subtitles | ممرضة (هيتي) طلبت إجازة لليوم، لقد نسيت تماماً. |
| Şu anda Boggs ailesinin küçük kızı, Hettie Mae Boggs ile birlikteyim. | Open Subtitles | أستضيف اليوم الآنسة الوحيدة والفريدة (هيتي ماي بوغز) (صغيرة عائلة (بوغز |
| - Bana Hettie de Zak. | Open Subtitles | اطلق عليا هاتي , زاك |
| Arada, bana da soruyorlar. Hettie, gel buraya bançoyu al ve bir şeyler çalalım diyorlar. | Open Subtitles | ،قالوا: "(هيتي) تعالي إلى هنا "أمسكي "بانجو" واعزفي معنا أغنية |
| Hettie genelde radyatör içkisi gibi kokuyor. | Open Subtitles | (عادة تفوح من (هيتي رائحة كمَعصرة خمر (إلى بلدة (كلوتيس |
| Hettie, seni kandırıp araba yıkamada yıkayacağız ve sonra da konsere götüreceğiz. | Open Subtitles | هيتي)، علينا أن نجعلك تقفين على قدميك) نعبر بك مغسلة سيارات ونصل بك إلى ذلك المسرح |
| Josie. Ben de tam Hettie'nin eşyalarını toparlıyordum. | Open Subtitles | (جوسي) لقد كنت أفرز بعض اغراض (هيتي). |
| Hettie'nin kemikleri sızlıyordur. | Open Subtitles | (هيتي) بالكاد وُضِعت في قبرها. |
| Hettie, Hettie. Sana bir sürprizim var. | Open Subtitles | (هيتي)، (هيتي) أحمل مفاجأة لكِ |
| Korkarım hepimiz öyleyiz. Hettie, bu gece bir konserin var. | Open Subtitles | (إذن يا (هيتي سوف تقيمين حفلا الليلة |
| Hettie, acılar dolu bir hayatın varmış. | Open Subtitles | (عجبا يا (هيتي عشت حياة حزينة |
| - Ya sen Hettie? | Open Subtitles | كيف حالك يا هاتي ؟ |