| Sadece heyecan vericiydi, bilirsin, dokunmak, ilk kez elbislerini çıkarması. | Open Subtitles | لقد كان مثيراً أن ألمسها والقيام بخلع ملابسها لأول مرة |
| Yeni dünyam gerçekten heyecan vericiydi fakat bazen ezici ve korkutucuydu da. | TED | عالمي الجديد كان مثيراً ولكن في أغلب الأحيان كان مخيفاً وقاهراً |
| Çok heyecan vericiydi ve herkes bu işi yapmak istiyordu. | Open Subtitles | لقد كان شيئاً مُثيراً لفعله.. وكان الجميع يُريدون أن يفعلوه. |
| Teknoloji ve aplikasyonlar geliştirdik, insanların hayal gücünü bağlayan ve bu çok heyecan vericiydi. | TED | وجدنا التكنولوجيا والتطبيقات والتي التحمت بتخيلات الناس، وكان ذلك مثيرا حقا. |
| Vay be, beyler, bu çok heyecan vericiydi. | Open Subtitles | النجاح الباهر. أنت رجال، ذلك كَانَ مثيرَ جداً. |
| heyecan vericiydi. | Open Subtitles | شيّق |
| Özgürlüğümün ve eğlencemin, izlerini, kelimenin tam anlamıyla, yavaş yavaş bırakmaya başlayınca, insanların şaşırmış ve alakadar tepkilerini görmek oldukça heyecan vericiydi. | TED | عندما بدأت حرفياً أترك آثاراً لمرحي وحريتي، كان من المثير أن أرى ردود أفعال الناس التي يملؤها الإهتمام والإندهاش |
| Bulduğumuz şey çok heyecan vericiydi. | TED | وكانت النتيجة التي حصلنا عليها جد مثيرة. |
| heyecan vericiydi ama biz burnumuzu sokmayalım. | Open Subtitles | ،أعني، كما تعلم بدا الأمر مثيراً لكن، نحنُ لا نودّ التطفّل |
| Yani, cinsel olarak, heyecan vericiydi, sanırım, fakat yine de ikimizdeki gibi değildi. | Open Subtitles | اعني انه كان مثيراً لكن ليس بالطريقة التي أعتقدتها |
| Şey, sanırım başta, farklılıklar ilginç ve heyecan vericiydi. | Open Subtitles | حسنا.. اعتقد انه بالبداية، الأختلاف هو من يجعل التحدي مثيراً |
| heyecan vericiydi. | Open Subtitles | لقد كان مثيراً للغاية تعلمين ، لقد كان كأنني أصبحت 18 مرة أخرى |
| İşte, bu heyecan vericiydi. | Open Subtitles | حسناً , لقد كان هذا مُثيراً |
| heyecan vericiydi. | Open Subtitles | لقد كان أمراً مُثيراً. |
| Çok heyecan vericiydi ve kayda değer şeyler öğrendim ve bugün sizlerle paylaşmak istediğim harika bağlar kurdum. | TED | وكان الأمر مثيرا جدا وتعلمت بعض الأشياء المهمة وكوّنت بعض العلاقات الرائعة وأريد أن أشارككم ذلك اليوم. |
| En sonunda onlara durumumu söylemek garip bir şekilde heyecan vericiydi. | Open Subtitles | لقد كان مثيرا بشكل غريب .. انه اخيرا فقط اقول ذلك لهم |
| Çok zor ama heyecan vericiydi. | Open Subtitles | كَانَ شدّيداً جداً لكن مثيرَ جداً |
| Bu çok heyecan vericiydi. | Open Subtitles | ذلك كَانَ مثيرَ. |
| heyecan vericiydi. | Open Subtitles | شيّق |
| Bunu görmek bizim için gerçekten heyecan vericiydi. | TED | كان من المثير حقا بالنسبة لنا أن نرى هذا |
| Gazeteciliğe başladığımda --20 yıl önce Finacial Times'da-- birini gazeteyi okurken görmek çok heyecan vericiydi. | TED | عندما بدأت في الصحافة فايننشال تايمز، قبل 20 سنة مضت كانت مثيرة جدا لترى أحدهم يقرأ الصحيفة |
| Fakat bu heyecan vericiydi çünkü Soğuk Savaş gerginleşmeye başlamış ve Rusların Batı'yla, Batı'nın da Ruslarla savaşmak için hazırlıklarını tamamladığı döneme girilmişti. | Open Subtitles | ولكن الامر كان مثير لانها كانت ذروة الحرب الباردة الروس كانوا على استعداد لاتخاذ موقف ضد الغرب، |
| Ama aynı zamanda çok heyecan vericiydi. | TED | ولكنه كان شيقًا. |