| Ve biliyorsun hiç şansı yok. | Open Subtitles | انا اعتقد أنه بمجنون ليفعلها بمفرده ياألكس وانت تعلم انه ليس لديه فرصة |
| Kaçak olmak sağlıklı bir insana göre bile zor yani bu adamın hiç şansı yok. | Open Subtitles | من الصعب القبض على هارب عندما يكون بصحّة جيّدة. أمّا حالة هذا الرجل، ليس لديه فرصة كبيرة. |
| hiç şansı yok. | Open Subtitles | لم يكن ليمتلك فرصة أبداً |
| hiç şansı yok. | Open Subtitles | لم يكن ليمتلك فرصة أبداً |
| Evet, hiç şansı yok ama onu kullanabiliriz. | Open Subtitles | لا فرصة لديه يمكننا أستغلاله |
| - hiç şansı yok. | Open Subtitles | - لا فرصة لديه - |
| hiç şansı yok! hiç şansı yok. | Open Subtitles | ليس لديك اى فرصه |
| Biliyorum ama onunkinin hiç şansı yok, seninkiyse kazanacak. | Open Subtitles | أعرف.لكنه ليس لديه فرصة فأنت من سيفوز. |
| Küçük takımınızın hiç şansı yok. | Open Subtitles | فريقك الصغير هنا ليس لديه فرصة |
| Tanrının hiç şansı yok. | Open Subtitles | الرب ليس لديه فرصة |
| Zavallıcık, hiç şansı yok. | Open Subtitles | المسكين ليس لديه فرصة |
| Küçük Hayley'in bu ay hiç şansı yok. | Open Subtitles | مبيضي الصغير (هايلي) ليس لديه فرصة هذا الشهر |
| hiç şansı yok! | Open Subtitles | ! ليس لديه فرصة |
| hiç şansı yok! hiç şansı yok. | Open Subtitles | ليس لديك اى فرصه |