"hiç hoşlanmaz" - Translation from Turkish to Arabic

• لا يحب
• لا يحبّ
• لن يعجب

Kardeşim Lucien bekletilmekten hiç hoşlanmaz. - Bu ona saygısızlık. - Söz veriyorum, on dakika.
ـ لا يحب أخي الإنتظار ، هذه قلة احترام ـ أعدك ...

O bir Nedir, Noel'den de hiç hoşlanmaz.
هو الذي الذي لا يحب عيد الميلاد

Yönetmen bekletilmekten hiç hoşlanmaz.
المخرج لا يحب ان ينتظر , حسنا ؟

Adamım kendinden bahsedilmesinden hiç hoşlanmaz. Yani nereli falan olduğunu sorman gibi. Anlaştık mı?
رجلي لا يحبّ التحدّث عن نفسه من أين أتى, وتلك الفوضى

İşaret fişeğinden hiç hoşlanmaz. Artık her şeyi o yapamıyor.
إنّه لا يحبّ الإبحار بعيداً

Avukatım bundan hiç hoşlanmaz.
هذا لن يعجب محاميي

Aramızda kalsın ama bu cevaptan hiç hoşlanmaz.
وأخبركَ بشكل سري، أنه لا يحب الرفض

Babam, domuz etinin gösterilip elletilmemesinden hiç hoşlanmaz.
أبي لا يحب أن يتم خداعه بلحم الخنزير.

Biliyorsun JJ, köşe yazılarının önceden okunmalarından, hiç hoşlanmaz.
(ج.ج.) لا يحب أن يطلّع أحد علىبروفةعامودهالصحفيمقدماً.

Ve o uçmaktan hiç hoşlanmaz.
و هو لا يحب السفر بالطائرة

Saçlarının taranmasından hiç hoşlanmaz.
انه لا يحب أن يًمشط شعره

- Polislerden hiç hoşlanmaz.
إنه لا يحب أفراد الشرطة

- Simon konuşmaktan hiç hoşlanmaz.
- سايمون لا يحبّ الكلام.

Bayan Hughes bundan hiç hoşlanmaz.
لن يعجب سيدة (هيوز) ذلك