"highbury" - Translation from Turkish to Arabic

• هايبري

Ama biz Highbury'de yaşıyoruz, burada insanlara hak ettikleri saygı ve incelikle davranırız.
لكننا نعيش في هايبري حيث اننا نتعامل مع الناس بالاحترام والمجاملة التي يستحقونها

Fakat Highbury'deki diğer çocuklar o kadar talihli değildi.
ولكن الأطفال الآخرين في هايبري لم يكونوا محظوظين

Ve böylece Jane ve Frank Highbury'i terk etmeye ve kaderleri için yabancılara güvenmeye zorlandılar.
وأجبر كلا من جاين وفرانك على مغادرة هايبري ووضع ثقتهم في الغرباء

- Bütün Highbury'yi evlendirmekle meşgul. - Dönüşünüzde Bayan Bates'i nişanlanmış bulacaksınız!
هي مشغولة بتزويج اهل هايبري لبعضهم سوف تعود وتجد انسة بيتس مخطوبة!

Elbette Harriet onun için ideal arkadaş değil ama Highbury'de onun eşiti kim var ki zaten?
بالتأكيد هي ليست مرافقة مثالية لايما لكن لا يوجد من بمستواها في هايبري

Kendini Highbury dedikodularından kurtarmayı başarabilirse yakında burada olur. İnsanı nasıl yoruyorlar!
ستكون هنا قريبا اذا خلصت نفسها من نميمة اهل هايبري

Frank bir gün babasına atını hazırladığını söylemiş, büyük siyah bir hayvan, ve Highbury'e doğru yola koyulmuş, ama dinlenme yerinde bir mektup almış.
فرانك اخبر والده انه اعد خيله يوما ما خيل اسود رائع, وتجهز للقدوم الى هايبري فقط ليصادف وصول رسالة بالمحطة

Frank'e onun Highbury'deki rehberi olacağını söyledim.
لقد اخبرت فرانك بأنك ستكوني دليله هنا في هايبري

Ama unutma, Highbury'deki insanlar oldukça kültürsüz.
ولكن تذكري الناس في هايبري غير متطورين البتّه

Highbury'i seviyorum ve buradan ayrılmak içimden hiç gelmedi.
انا احب هايبري ولم اشعر يوما انني اريد مغادرتها

Ve ben de onu Highbury'e tarafsız ve arkadaşçı bir şekilde geri kabul ettiğimizi düşünüyordum!
وانا هنا اظن اننا اكرمناه لعودته الى هايبري بالترحيب والصداقة

Ama onu Highbury Sosyetesi ile tanıştırarak yardımım dokunabileceğini düşündüm.
ورغم ذلك ظننت أني أستطيع مساعدتها بتقديمها إلى مجتمع (هايبري).

Highbury yollarında daima güvenli bir şekilde yürüyebiliyorduk.
كنّا دائما نمشي بأمان في انحاء هايبري

Highbury'deki kadar iyi insanlar hiçbir yerde yok.
أنه ما من مكان به أناس خير من أهل (هايبري).

Ama Highbury'den ayrılmayı düşünmüyorum.
-إني ممتنة للغاية ، ولكني لا أفكر في الرحيل عن (هايبري).

Az önce Highbury Yolu'na indim.
لقد كنت في طريق هايبري

Highbury'nin dışına hiç çıkmadım.
لم اسافر قط خارج هايبري

Highbury'de ihtiyacım olan her şey var.
هايبري لديها كل ماأريد

Highbury'de arkadaşlarınız var.
لديك أصدقاء في هايبري

Onun mektupları ile yeniden Highbury'de olacağım.
في رسائلها، سأكون عند (هايبري)