| Siz gelmeden hemen önce hiperuzaydan çıktı ve Ay'ın çevresinde yörüngeye girdi. | Open Subtitles | لقد خرجت من الفضاء الفوقي وأخذت مدار ثابت حول القمر قبل وصولك |
| Bir izci gemisi hiperuzaydan çıktı ve gezegenin güney kutbuna doğru yola koyuldu. | Open Subtitles | تركت سفينة استطلاع الفضاء الفوقي في اتجاه القطب الجنوبي للكوكب |
| Onlara çoğalıcı gemisinin rotasını ve hızını bildirerek hiperuzaydan nerede çıkabileceklerine dair mantıklı bir tahmin şansı tanımış oldum. | Open Subtitles | من خلال تزويدهم بمسار سفينة الربليكتور وسرعتها لإعطائهم مساحه تقريبيه التي سيقع فيها الخروج من الفضاء الفوقي |
| Herhangi bir savaş stratejimiz var mı yoksa yine hiperuzaydan çıkıp pataklanmayı mı planlıyoruz? | Open Subtitles | ألدينا أي تصور جزئي لخطة المعركة أو لازلنا فقط نخطط للخروج من الفضاء الفائق ونعرض مؤخراتنا للركل مجدداً ؟ |
| hiperuzaydan çıkarız, onu gemiye ışınlayıp oradan gideriz. | Open Subtitles | نخرج من الفضاء الفائق نقله بالشعاع إلى متن السفينة ونخرج |
| O da neydi? - hiperuzaydan çıktık. | Open Subtitles | أعتقد أننا خرجنا من الفضاء الفائق يجب أن نتحرك |
| Efendim, hiperuzaydan bir gemi daha çıktı. | Open Subtitles | لنبدأ بالبحث عنها مركبة أخرى خرجت من الفراغ الفوقي |
| İnsan çoğalıcılardan en az biri hiperuzaydan çıkmadan önce Binbaşı Carter ile beraber gemiden ayrılmış olmalı. | Open Subtitles | مع الميجور كارتر قبل خروجهم من الفضاء الفوقي |
| hiperuzaydan 3 gemi daha geldi. | Open Subtitles | ثلاث سفن أخرى للتو خرجت من الفضاء الفوقي |
| Tamam... hiperuzaydan çıkar çıkmaz, bütün telsiz kanallarından yayına başlayacağım. | Open Subtitles | حسناً ,لحظة خروجنا من الفضاء الفوقي سنبدأ البث على كل القنوات اللاسلكيه |
| Yaklaşık bir saat içinde... Wraithler hiperuzaydan çıkacaklar... burada. | Open Subtitles | خلال ساعة واحدة تقريبا الريث سيتركون الفضاء الفوقي |
| İkincisi, hiperuzaydan çıktığımız anda bütün füzelerimizin fırlatılması için ...her türlü ateşleme emniyetlerinin etkisiz hâle getirilmesini istiyorum. | Open Subtitles | عطل كل آليات الأمان لإطلاق كل صواريخنا مرة واحدة لحظة خروجنا من الفضاء الفوقي لست متأكد أن ذلك ممكن |
| Kovan gemisi az önce hiperuzaydan çıktı. | Open Subtitles | السفينة الأم خرجت من الفضاء الفوقي دكتور بكيت استعد |
| hiperuzaydan çıkmalı ve çekirdeği hipersürücü, kontrollerinden ayırmalıyız ki bu da biraz zaman alacaktır. | Open Subtitles | سنضطر لمغادرة الفضاء الفوقي لفصل الحاسوب عن المحرّك الفائق، وهذا سيتطلب وقتاً |
| İkinci kovan şu anda hiperuzaydan çıktı. | Open Subtitles | السفينة الأم الأخرى خرجت من الفضاء الفائق |
| Muhtelemen ona doğru yöneldiler. - hiperuzaydan çıktıklarında. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم توجهوا إليها عندما تركوا الفضاء الفائق |
| Tamam, hiperuzaydan çıktık. Bu kadar yeter. | Open Subtitles | حسنا ، نحن خارج الفضاء الفائق و هذا يكفي. |
| hiperuzaydan çıkmak üzereyiz. Herkes hazır olsun. | Open Subtitles | نحن على وشك الخروج من الفضاء الفائق على الجميع الاستعداد |
| Efendim, hiperuzaydan çıktığımız gibi, önceden programlanmış bir alt program devreye girdi. | Open Subtitles | سيدي ، بمجرد خروجنا من الفضاء الفائق بدأ برنامج فرعى سبق برمجته بالسيطرة على الأجهزة |
| hiperuzaydan çıkıp karşılık görmeden atış yapabiliriz. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من الفراغ الفوقي.. ونطلق النار عليه قبل أن يستهدفنا |