| Onu özlediğimi onu sevdiğimi "Keşke o hippiyi öldürmesine yardım etseymişim" dediğimi üzgün olduğumu ve beni aramasını yazmanı istiyorum. | Open Subtitles | أخبرها أني أفتقدها و أني أحبها و أني كان يجب أن أساعدها بقتل الهيبي |
| 1975 senesi, o hippiyi yaktığı seneydi. | Open Subtitles | كنا بعام 1975 عندما حرقت هذا الهيبي |
| Ve şu hippiyi de. | Open Subtitles | وهذا الهيبي أيضاً. |
| Steven, o kirli, yaşlı, küçük hippiyi gerçekten de seviyorsun. | Open Subtitles | أوه، ستيفن، أنت حقاً تَحبُّ ذلك القديمِ، قذر، قليلاً هبي. |
| Yıldırım Savarlar diye bir grubun üyesi olan bir hippiyi yakaladıklarını söylediler. | Open Subtitles | قالوا بأنَّ هم مُعْتَقلُ a هبي ذلك مُعاد إلى تلك المجموعةِ، نقاط الجذب. |
| Ve kapağında resmi vardı, güneş gözlükleriyle bir hippiyi andırıyordu. | Open Subtitles | وكانت هو على الغلاف ، . مثل هيبي مع ظلال |
| hippiyi ikna ettin mi çiftliğini satmasına? | Open Subtitles | جعلت ذلك الهيبي يبيع مزرعته ؟ |
| Marshall, kenara çek ve şu hippiyi yol kenarında bırak. | Open Subtitles | مارشال) أوقف السيارة) وارمي هذا الهيبي على جانب الطاريق |
| Ya da palyaço kıyafeti giyen bir hippiyi mi? | Open Subtitles | أو (هيبي) يرتدي زي مهرج؟ {\cH00ffff}(حركةٌ مناهضة للرأسمالية) |