| Daha önce bu hisleriyle ne yapacağını bilmiyormuş ama şimdi onları şarkı sözlerine döküyor. | Open Subtitles | إنه فقط لم يعرف كيف يتعامل مع مشاعره مسبقاً و لكن و الآن فهو يحولها إلى كلمات أغاني |
| Basil kendi hisleriyle biraz daha korkusuz olmalı belki de. | Open Subtitles | ينبغي على "بازل" أن يكون أكثر خوفاً على مشاعره الخاصة |
| Aşil orada resmen belalı herifin teki. Çabuk öfkelenen, gururla dolu, tamamen hisleriyle hareket eden biri. | Open Subtitles | هو شخص قوى , حماسى , مملوء بالفخر مستهلك تماماً بواسطة مشاعره |
| Sana olan hisleriyle ilgili yalan söyledi. | Open Subtitles | لقد كذبت عليك بشأن ضلوعها في الأمر. |
| Sana olan hisleriyle ilgili yalan söyledi. | Open Subtitles | لقد كذبت عليك بشأن ضلوعها في الأمر. |
| Fakat, o an da, onun, ihtiyaçları ve hisleriyle gerçekten bir insan olduğunu gördüm. | Open Subtitles | ولكن عند تلك اللحظة فجأة رايت بأنها كائن بشري حقيقي مع احتياجات ومشاعر خاصة بها |
| Kılık kıyafetlerini tamamiyle yanlış olan hisleriyle donatmışlar. | Open Subtitles | رايات في كرة القدم لل بالقميص ومشاعر كاذبة. |
| Brenda, benim derdim onun hisleriyle değil. | Open Subtitles | إنني لست قلقاً من مشاعره |