| Sadece 4 metre kaldı, efendim, bunu her yerde hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | هناك 14 قدم متبقية فقط , يا سيدى يمكنك الشعور بذلك فى جميع أنحاء المعسكر |
| Sadece 4 metremiz kaldı komutan, bunu tüm kampta hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | هناك 14 قدم متبقية فقط , يا سيدى يمكنك الشعور بذلك فى جميع أنحاء المعسكر |
| İnsanların kendilerini baş köşede görme konusunda çekingen olduğunu hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | أنت قد تحس بأن الناس سيضعون أنفسهم على وتيرة واحدة |
| Bu yaşayan, nefes alan topluluğun dinamizmini hissedebilirsiniz. | TED | يمكن أن تحس بحركية هذا المجتمع الحي المتنفس. |
| Kapşonu anlık bir kararla takabilirsiniz ve bununla sıcaklık ve koruma hissedebilirsiniz ama aynı zamanda işin psikolojik yanlarını da hissedebilirsiniz. | TED | يمكنك فورا أن تفكر في ارتداء الهودي على رأسك، وتشعر بدفئه وحمايته، لكن في نفس الوقت، يمكنك أن تشعر بجوانبه النفسية. |
| Yeraltından gelen gerçek enerjiyi hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الشعور بالطاقة الصاعدة من الأرض |
| Bu yaptığım acıtmayacak ama cildinizi ayırırken biraz acı hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | الجلد ينفصل حالما ولكن الآن, شيء بأي تشعروا لن الألم ببعض ستشعران |
| Sadece 4 metre kaldı, efendim, bunu heryerde hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | هناك 14 قدم متبقية فقط , يا سيدى يمكنك الشعور بذلك فى جميع أنحاء المعسكر |
| O kadar yaşam dolu duruyor ki neredeyse ondan yayılan öfkeyi hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | انه حي تقريبا , يمكنك الشعور بالغضب يخرج منه |
| Mürekkebin olduğu yerlerde kağıdın biraz kabardığını hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك الشعور بأن الورق مرتفعٌ قليلاً مكان الحبر |
| Uzun süreli bir eşe karşı yoğun bağlılık hissederken bir yandan da başka birine karşı aşk hissebilirsiniz, hatta bu ikisi dışında birilerine karşı da seks dürtüsü hissedebilirsiniz. | TED | يمكنك الشعور بتعلق شديد مع شريك لفترة طويلة بينما تشعر بحب رومانسي مكثف لشخص آخر، بينما تشعر بالدافع الجنسي مع شخص غير مرتبط بهؤلاء الشركاء. |
| Her dakikayı hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | ... يمكنك الشعور كل دقيقة تبدو أطول |
| Ve bunu görebilir, ...hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | وانت تستطيع ان تري ذلك تستطيع ان تحس ذلك |
| Bunu, yorgunluklarında, ...feragatlerinde görebilir, ...ve bağlılıklarında hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع ان تري ذلك في تعبهم في استسلامهم وتستطيع ان تحس ذلك في تعهداتهم |
| Kokularını duyarsınız. Bir şekilde hissedebilirsiniz. | TED | يمكن أن تشتم رائحتها، يمكن أن تحس بها. |
| Bedeninizi hissedebilirsiniz. | TED | يمكنك أن تحس بجسدك. |
| Ufak bir acı hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | ربما تحس بوخزة خفيفة |
| Yani, arabanızı sürerken bile seks dürtüsünü hissedebilirsiniz. | TED | يمكنك أن تشعر بهذا الأحساس عندما تقود سيارتك بدون توقف |
| Bulantınız ve başağrınız olabilir, kaslarınız kasılıyormuş gibi hissedebilirsiniz ve kemikleriniz gerçekten kırılıyormuş gibi hissedersiniz. | TED | من الممكن أن تصاب بالغثيان والصداع ومن الممكن أن تشعر بأن عضلاتك تتقلَّص وبإمكانك أن تشعر حقًا وكأن عظامك تتكسر. |
| Ve gerçekten sesi hissedebilirsiniz. | TED | نستطيع فعلاً أن تشعر بالصوت، وكانت هذه وجهة نظري بخصوص ذلك |
| Ruhunun varlığını hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الشعور بحضور روحه |
| Bu yaptığım acıtmayacak ama cildinizi ayırırken biraz acı hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | لن تشعروا بأي شيء الآن, ولكن حالما ينفصل الجلد ستشعران ببعض الألم |