| Bazen kendini kötü hissetmemen için beni kandırdığını düşünmene izin veriyorum. | Open Subtitles | أحياناً أدعكِ تظنين بأنكِ تمكنتِ من خداعي كي لا تشعري بالسوء |
| Yanında olmadığımda kendini eksik hissetmemen değil de aslında seni korkutan biri miyim? | Open Subtitles | ليس الأمر فقط، بأنني عندما أكون بجانبكِ تشعري بالنقص ولكنني شخص يجعلكِ تشعُري بالخوف و الرُعب |
| Yanında olmadığımda kendini eksik hissetmemen değil de aslında seni korkutan biri miyim? | Open Subtitles | الأمر ليس بأنني عندما أكون حولكِ تشعري بأنكِ ،ينقصكِ شيء ولكنني شخص يجعلكِ تشعري بالخوف و الرُعب؟ |
| Ve bu söylediklerim sadece o kız sana ilgi duymadığı için kendini harika değilmiş gibi hissetmemen gerektiğini kanıtlamaya yarıyor. | Open Subtitles | في الحقيقة يخدمني لإثبات وجهة نظري ليس عليك أن تشعري أنك لست جميلة لأنها لم تكن مهتمة لأمرك |
| Seksi hissetmemen, tamamen anlaşılabilir. | Open Subtitles | مفهوم للغاية أنك لا تشعرين كأنه جنس |
| Yani kendini suçlu hissetmemen için içkiyi mi bırakmalıyım? | Open Subtitles | إذن، أعلي أن أتوقف عن الشرب حتى لا تشعري بالذنب ؟ |
| Yani suçluluk hissetmemen içkiyi bırakmam gerek, öyle mi? | Open Subtitles | إذن، من المفترض أن أتوقف عن الشرب ، حتى لا تشعري بالذنب ؟ |
| - Bak, Bishop tüm söylediğim, bu konuda kötü hissetmemen gerektiği, tamam mı? | Open Subtitles | ،،، كل ما أقوله هو يجب أن لا تشعري بالسوء حول هذا حسناً ؟ |
| Hiçbir şey hissetmemen çok zor olsa gerek. | Open Subtitles | قوية جداً لدرجة أنك لا تشعرين بأي شيء |