"hoşlanmayacak" - Translation from Turkish to Arabic

• يعجبه
• يعجب
• يعجبها
• يروق
• يعجبهم
• يَحْبَّ
• يروقه
• يُعجبها

Yarın kimin yarışacağı hakkında bazı zor kararlar almak zorunda kaldım ve bazılarınız bundan hoşlanmayacak.
بشأن من ينافس غداً والبعض منكم لن يعجبه ذلك

Sonra da ona artık müşterimiz olmadığını bildirdiğinde, muhtemelen bundan hoşlanmayacak.
اذا من المحتمل لَنْ يعجبه الأمر عندما تُخبرُه بأنَّه لَمْ يَعُدْ زبونَنا

Çocuğun kafasına fena çarpmışsın. Bay Belden bundan hoşlanmayacak.
يا لها من صدمة علي رأس الفتي لن يعجب هذا الأمر السيد "بيلدين"

Olabilir. Başka bir dövüş için, bu kadar çabuk gitmemden hiç hoşlanmayacak.
ربما, لن يعجبها هذا أنّ أرحل في وقت قريب لمعركة أخرى

Babam, arkasından iş çevirdiğimizi öğrendiğinde hiç hoşlanmayacak.
لن يروق لأبي ذلك حينما يعرف أنك تعملين بدون علمه

Tam sayılmaz. Ama iş yaptığım pek çok insan bundan hoşlanmayacak.
ليس تماماً،لكن كثير من الرجال الذين أتعامل معهم لن يعجبهم ذلك

Biliyor musunuz, Yüzbaşı Harris böyle kaytarmanızdan... hiç hoşlanmayacak.
تَعْرفُ، النّقيب هاريس لَنْ يَحْبَّ هذا. تَضْييع الوقت.

Etrafa bakınıp, biricik projesinin içine eden iki dedektiften hoşlanmayacak.
فهو لن يعجبه وجود محققين يتطفّلان في الأرجاء ، أنت تعرف يخرّب مشروعه المحبوب

- Lazarre hoşlanmayacak. - Diğerlerine de 50.
لازار " لن يعجبه ذلك " - خمسين دولار إذن -

Dinle Chris, senin yaşlı adam bundan hiç hoşlanmayacak.
اسمع, شاريس, '... ولكن والدك لن يعجبه هذا.

Eski sevgilimle zaman geçirmemden hoşlanmayacak.
لا يعجبه قضاء وقتي مع عشيقي السابق

- Bay Belden bundan hoşlanmayacak.
-لن يعجب هذا الأمر السيد "بيلدين"

Başkan bundan hoşlanmayacak.
هذا لن يعجب الرائد أبداً

Tanrım, lan bu işten hiç hoşlanmayacak.
هذا لن يعجب إيان أبدا

Oraya gidiyoruz, ve eminim ki görecek ve hoşlanmayacak.
. قريباً , وأعلم بأّنها ستراه ولن يعجبها

Annem bundan hiç hoşlanmayacak, Rooty-toot.
أمى لن يعجبها ذلك يا "رووتى تووت".

Annem bundan hoşlanmayacak.
أمّي قد لا يروق لها الأمر.

İki silah da 9 mm otomatik. Brass bundan hoşlanmayacak.
كلا المسدسين قياس 9 ملم أوتوماتيكي لن يروق هذا الأمر لـ (براس)

Üyeleri için bu yozlaşma ile savaşıp bunu daha iyi bir hale getirecek. Yönetimde bundan hoşlanmayacak bir sürü insan var. Ayrıca, o arkadaşım.
سوف يحارب هذا الفساد ويصلح الأمر للأعضاء هناك العديد من الناس في الأدارة لن يعجبهم هذا

Biliyor musunuz, Yüzbaşı Harris böyle kaytarmanızdan hiç hoşlanmayacak.
تَعْرفُ، النّقيب هاريس لَنْ يَحْبَّ هذا. تَضْييع الوقت.

Bence birinci seçenekten hoşlanmayacak.
حسناً، لن يروقه أوّل خيار! كلاّ..

Bana ukalâlık etme. Yaşlı kadın bundan hiç hoşlanmayacak.
لا تكن حكيماً معي، المرأة العجوز لن يُعجبها هذا