| Zan'imi tatmin etmesine minnettar olduğum için kendimi hor görmeliyim. | Open Subtitles | يجب عليَ أن أحتقر نفسي لإمتناني له لأنَه أرضى رغبات زوجتي زان |
| Bizim gibi düşünen insanlarla vakit geçiriyoruz ve başkaları hakkında hor gören şekillerde konuşuyoruz. | TED | نرافق فقط الأشخاص الذين يفكرون مثلنا ونتحدث عن الآخرين بازدراء. |
| Kızlarını bana gönderirler... ama bu üstün hizmetime rağmen de beni hor görürler. | Open Subtitles | يرسلون بناتهم لي، ولكن لهذه الخدمة ذاتها التي يحتقر لي. |
| - Hayır. Hayır, eğer bir manası olacaksa, fikirleri kendini hor görme üstüneydi. İntihara meyilliydi. | Open Subtitles | كلا، تصوراته تميل نحو احتقار الذات تميل نحو الانتحار |
| Beni onlar kadar hor görmüş olabilir misin? | Open Subtitles | أن لديك نفس الازدراء بالنسبة لي كما بالنسبة لهم؟ |
| Toplumdan ayrı yaşayan bir insan, kadınlardan uzak duran bir adam, hatta kadınların hor gördüğü bir adam... | Open Subtitles | رجل يعيش منفصلاً عن الآخرين منفصلاً عن الحياة بعيدا عن النساء محتقر حتى من قبل النساء |
| Kızları hor görmem beklenir konuşmaya can atmam değil. | Open Subtitles | ..من المفترض أن أحتقر الفتيات لا يبدوا عصبيا أن تتحدث مع واحدا |
| Bu yaptığım yüzünden sonsuza dek kendimi ve bu emri veren sesin sahibini hor göreceğim. | Open Subtitles | ولسوف أحتقر الأمر ما حييت بجانب الصوتِ الذي أمرَ به |
| Bu yaptığım yüzünden sonsuza dek kendimi ve bu emri veren sesin sahibini hor göreceğim. | Open Subtitles | ولسوف أحتقر الأمر ما حييت بجانب الصوتِ الذي أمرَ به |
| Son zamanlarda çok agresifleştin, sertleştin beni çok hor görüyorsun. | Open Subtitles | في الآونة الأخيرة كنت قد تم العدوانية، العنيفة، مليئة بازدراء تجاهي. |
| Normalde, onun bu engelli hali yüzünden onunla temas kurmazlar ve hor görerek davranırlardı. | Open Subtitles | عادة، و بسبب إعاقته لا يحتكون به أو يعاملونه بازدراء |
| Ve diğer bütün sihirbazlar Syd'i hor gördükleri için beni işe almazlar. | Open Subtitles | ولأن كل الساحر الآخر يحتقر سيد، أنها ليست ستعمل استئجار لي. |
| Ne diyeceğimi bilmiyordum çünkü annemin babama hor görmeden başka hangi gözle baktığının hatırlamıyordum. | Open Subtitles | لم أعرف ما أقول لأنني لم أستطع أن أذكر قيام أمي بالنظر إلى أبي إلا نظرة احتقار |
| hor görülmek onun onurunu besliyor. Sevgi yokluğu onu nefretle dolduruyor. | Open Subtitles | الازدراء عزز كبريائه و النفور نمّا كراهيته |
| Herkes tarafından hor görülüyorum. | Open Subtitles | أنا محتقر من قبل الجميع. |
| Annen bir cariye olabilir ama asla annenin soyunu hor görüp ondan kaçınma. | Open Subtitles | قد تكون والدتك محظية, ولكن لا تستخف أو تنكر أبداً أصل والدتك. |
| İşini neden hor görüyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تزدري هذا العمل؟ |
| Beni bir daha hor görürsen... | Open Subtitles | لقد تعبثت باغراضك مره اخرى.. |
| Hâlâ soylular arasında çok popülersin beni hor görmeni bekliyorlar. | Open Subtitles | لازلت على معرفة بالنبلاء. وهم يعتقدون بأنك تحتقرني وهذا يجعل تصويتك |
| hor gördüğünüz herkesle böyle kışkırtıcı mı konuşursunuz? | Open Subtitles | يحيرني انك تهتم جدا لشخص تحتقره بكل وضوح |
| Seni hala hor görüyorum, ama bir seferlik de olsa doğru şeyi yaptığın için sağ ol. | Open Subtitles | ..ما زلت أحتقرك ولكن شكرك لقيامك بالأمر الصواب لمره |
| Yasal kazancı hor görmeyi öğretiyorlar ve kralın otoritesine itaatsizlik ediyorlar. | Open Subtitles | ُيعلمون إحتقار الربح القانوني ويعصون سلطة الملك |
| Kendimce bir şey yapmaya karar verdim böylece kimse beni hor görmeyecekti. | Open Subtitles | كنت مصمم على أن أصبح شيئاً كي لا يحتقرني أحد |