| Müslümanlar, Hristiyanların, ateistlerin agnostiklerin ve Hinduların yanında bir camiyi sarıya boyadılar. | TED | وقف المسلمون بجوار المسيحيين والملحدين واللاأدريين والهندوس وقاموا بطلاء المسجد باللون الأصفر. |
| Engizitör şüphe çeken Hristiyanların düzenli olarak incelenmesi konusundaki ısrarını sürdürdü. | Open Subtitles | لقد واصل المحتسب، إصرارا على الإختبارات الدورية. لجميع المسيحيين المشبته بهم. |
| Ve onlara bu imkanları sağlayabilmemizin tek nedeni sizler gibi cömert Hristiyanların bağışları. | Open Subtitles | والسبب الوحيد الذي يجعلنا نساعدهم هي التبرعات السخيّة من فاعلي الخير المسيحيين مثلكم |
| Yani klisenin üzerinde başka hiçbir koruma yoktu Hristiyanların tüm haraketlerini düzenlemek için komünistpartsine karşı çıktılar." | Open Subtitles | لذا لم يكن بيد الكنيسة لحماية شعبها سوى تنظيم جميع الحركات المسيحية لمعارضة الحزب الشيوعي |
| Onun altında da geçmişte Hristiyanların ölülerini gömmek için yaptıkları yeraltı mezarları var. | Open Subtitles | تحت تلك سراديب الموتى حيث بناها المسيحيون لدفن موتاهم |
| Yahudilerin, Hristiyanların ve Müslümanların yan yana ancak herkesin kendi Kudüs'ünde ayrı mahallelerde yaşadığı bir yer. | Open Subtitles | حيث يعيش اليهود والمسيحيون والمسلمون جنبا الي جنب حاليا كل في ربع منفصل كل في قدسهم الخاصه |
| İnsanlarımızın evlerinin üstünden yükselir, güçlü muhafızlar gibi Hristiyanların yenilmez imanını canlı tutar. | Open Subtitles | الأنصاب المنتصرة للماضي هم برج على البيوت شعبنا مثل أولياء الأمور الهائلين يبقون بالحياة بالإيمان المنيع المسيحيين |
| Merasimimize gizlilik içinde devam edeceğiz, tıpkı bir zamnanlar, eski Hristiyanların yeraltı mezarlarında(katakomb) yaptıkları gibi. | Open Subtitles | .. سنكمل المراسم بالسر مثل المسيحيين في سراديب الموتى |
| Tanrı'nın ve Hristiyanların nefret dolu düşmanı şeytandan. | Open Subtitles | هذا العدو الذي يكره الرب ويكره جميع المسيحيين الـشـيـطـان .. |
| Sevgili yüce babamız, günahı konuşmak ve tartışmak için şeytandan söz etmek için, beni bu genç ve güzel Hristiyanların arasına getirdiğin için sana çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | الهنا الذي في السماء شكراً على احضاري بصحبة هؤلاء الرفاق المسيحيين الرائعين للمناقشه والتكلم بخصوص الاغواء |
| Asyalı bekâr Hristiyanların olduğu bir gemi gezisine çıkaracaklar beni. | Open Subtitles | إنهما بإنتظاري، ليوصلاني إلى رحلة بحرية للعزّاب الآسويين المسيحيين |
| Osmanlılar zayıfladıkça Hristiyanların konumunun kötüye gittiği bir gerçek. | Open Subtitles | من الصحيح أنه بينما كانت ،تضعف الإمبراطورية العثمانية فكذا كانت مكانة المسيحيين تتدهور |
| Ramirez kadınların oylarını alır, İspanyolların, Hristiyanların... kadın tam bir takım oyuncusu, çalışan dört çocuk annesi. | Open Subtitles | راميرز تستقطب النساء المسيحيين واللاتينيين تجيد العمل الجماعي وهي أم عاملة لأربعة صغار |
| Ve bizimle Hristiyanların arasında sonsuza kadar bir savaş sürüp gitsin istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد أن يكون هناك صراع لا ينتهي بيننا وبين المسيحيين. |
| Bu Hristiyanların zaten ayaklar altına alındığını Engizitörün dairesinde inançlarını inkar ettiklerini söylemeliyim. | Open Subtitles | ينبغي أن أخبرك، هؤلاء المسيحيين قد ارتدوا وأنكروا الإيمان. في مكتب المحتسب. |
| 1700 yıl öncesine dayanan bu duvar yazısı Hristiyanların burada, daha kilise dahi inşa edilmemişken ibadet ettiklerini gösteriyor. | Open Subtitles | أُرخت لأكثر من 1700 عام, تقول ان المسيحيين -ربما- تعبدا هنا |
| Yani siz muhtelemelen din değiştiren yahudi Hristiyanların sıkça gittiği bir yerel hindu tapınağı aramak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | إذاً فعليكي إجراء بعض التحريات بالمعبد الهندي المحلي، الذي يتردد عليه المتحولون عن الديانة المسيحية. |
| Hristiyanlara ve Hristiyanların işlerine neden bu kadar ilgi duyuyor anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أدري لما يهتم كل ذلك الاهتمام بالمسيحيين والأشياء المسيحية |
| Sevgili yüce babamız, günahı konuşmak ve tartışmak için şeytandan söz etmek için, beni bu genç ve güzel Hristiyanların arasına getirdiğin için sana çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | العزيزالسماوي ، شكرا جزيلا لجلب لي فيوجودهذه الشباب الرائع المسيحيون لمناقشةوالتحدث عن الإغراء، |
| Ancak burada Hristiyanları o sırada namaz kılan Müslümanları korumak için bir araya getirdiler, binlerce Müslüman ise Kıpti Hristiyanların düğününü kutladı. Bütün dünyanın algısı bir anda değişti, ancak bunların hepsini birileri önceden düşünüyordu. | TED | حسن ، لقد قاموا بتنظيم أنفسهم المسيحيون يحمون المسلمين ، وهم يصلون عرس قبطي يحتفل فيه آلاف المسلمين. لقد تغيرت الصورة في العالم، شخص ما كان قد فكر في هذا الأمر مسبقاً. |