| Şu hurdaya bak! Kutudan çıkarır çıkarmaz kırılır bunlar. | Open Subtitles | انظر لهذه الخردة تنكسر أول ما تخرجها من غلافها |
| hurdaya kaldırılan sadece Claridon değil. | Open Subtitles | السفينة ليست الشيء الوحيد الذي يتجه الى ساحة الخردة |
| Ama problem ise, teknisyenler ve yedek parça olmadan bu tip bağışlar çok çabuk bir şekilde hurdaya çıkmaktadır. | TED | المشكلة هي، بدون تقنيين، بدون قطع غيار ، تبرعات كهذه تتحول إلى خردة. |
| Lanet olası salağın teki, yepyeni arabasını gerçek bir hurdaya çevirmiş! | Open Subtitles | أحمقٌ لعين حوّل سيارته الجديدة إلى قطعة خردة بلا فائدة |
| Evet, eski birinde... - Büyük ihtimal, hurdaya çıkmıştır. | Open Subtitles | أجل، سفينة قديمة وقد ألغيت على الأرجح |
| İki yıl önce, onu kurtarmaya çalışmak ve hurdaya çıkarıp karaya getirmememizi talep etmek için son deniz altı laboratuvarına konuşlanmıştı. | TED | منذ سنتين عاشت في آخر مختبر تحت البحر في محاولة لإنقاذه، للمحاولة وجمع التوقيعات لكي لا نوقفه كخردة ونعيده إلى اليابسة. |
| Burası hurdaya döndü. | Open Subtitles | هذا المكان تم شطبه |
| Burada dikilmiş, yarım milyon dolarlık hurdaya bakıyorum. | Open Subtitles | أقف هنا وأنظر إلى نصف مليون دولار من الخردة |
| O hurdaya bir daha binmem. | Open Subtitles | لن أمضي خطوة واحدة بهذه الخردة القديمة |
| Babam geldi, bu arada ben lanet şeyin hurdaya çıkmasını istiyordum... ve bana dedi ki "Sakın bunun seni yenmesine izin verme evlat." | Open Subtitles | أردت أن أطرح الخردة اللعينة عديمة القيمة , عندما دخل أبي ... . و |
| Sana değil Pseudo, bu hurdaya söylüyordum. | Open Subtitles | ليس أنت .. كنت اتحدث عن هذه الخردة. |
| Bu hurdaya çok para ödedim. | Open Subtitles | دفعت أموالا جيدة من أجل هذه الخردة |
| Tekrar buralarda dolaştığını görürsem bu teneke yığınını hurdaya çeviririm. | Open Subtitles | اذا رأيتك ...هنا مرة أخرى ساحرق دراجتك الخردة |
| Mühendislik harikası, muhteşem bir araçla başladık ve araç bir gecede boktan bir hurdaya döndü. | Open Subtitles | لقد أخذنا سيارة رائعة. وقطع هندسية ممتازة وفي ليلة تحولت إلى خردة كبيرة معطوبة. |
| Karavanı hurdaya çıkmadıysa hala orada duruyordur. | Open Subtitles | أراهن أنها لا زالت في مقطورته إن لم تصبح خردة الآن |
| Peki ama o zaman seni hurdaya çevirip kızı yine alırım. | Open Subtitles | حسناً، حينها سأحولك إلى خردة وآخذ الفتاة على كل حال |
| Otopsiden ipucu çıkmadı. Taksi, hurdaya çıkmış araç olarak kayıtlı. | Open Subtitles | تشريح الجثة لم يكشف أي شيء سيارة الأجرة مسجلة بأنها خردة |
| - Otobüs hurdaya çıktı. | Open Subtitles | لقد ألغيت الحافلة. |
| Eldridge deneyden sonra hurdaya atildi 1951'de? | Open Subtitles | ألغيت إلدريدج بعد تجربة 1951؟ |
| Bizi çıkartıp paralarımızı falan alın, eşyaları hurdaya çıkarın. | Open Subtitles | اخرجونا وبيعوا ما تبقى منا كخردة |
| hurdaya dönmüş o şey. | Open Subtitles | يبدو كخردة معدنية |
| Yönetmen Richard'ı bir Ford'u hurdaya çevirdiğinden dolayı dövmekle meşgul olduğundan kötü adamlara yeni diyaloglarını verme fırsatını kaçırmadım. | Open Subtitles | نظراً لإن المخرج كان منهمكاً في إبراح (ريتشارد) ضرباً جراّء شطبه إحدى سيارات الـ (فورد) استغليت الفرصة في تسليم الشخصيات الشريرة حواراً جديداً |