| Evet. Şuna bak. "Huysuz Zalim tarafından konulmuş." | Open Subtitles | أنظر إلى هذا "قدّم لكم من قبل (غراف) و(غريم)" |
| Beni öfkeli, Huysuz ve lekeli bir adama dönüştürmesine izin veriyordum. | TED | لقد سمحت لهذا المرض أن يحولني إلى شخص غاضب نكد مبقع. |
| Bazen ben bile, herhalde yaşlı ve Huysuz olarak doğmuşumdur diyorum. | Open Subtitles | حتى أنا افكر احياناً بانه كان يجب أن أولد كعجوز متذمر |
| Huysuz bir genç, adamın birini saplantı haline getirmiş kardeş ve fazla içen bir kardeş. | Open Subtitles | مراهق عابس أخت مهووسة برجل ما وأخ يشرب الكثير |
| O biraz Huysuz. Sanırım biri Fransız tostu istiyor. | Open Subtitles | إنه غريب الأطوار قليلاً أعتقد أن هناك شخص يُريد لهجته الفرنسية |
| Barın girişindeki Bay Huysuz seni burada bulabileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | قال سيد (غرامبي) الذي يقف عند الحانة الأمامية أننا سنجدك هنا |
| Heybetli Miller, atına binebilecek kadar ayık olarak Huysuz ve yaşlı bir marangozun uçarı karısı ve onun sevgilisi olan bilgin hakkında lafı döndürüp dolaştırıyor. | TED | طحان بدين، بالكاد يتوازن على حصانه من شدة سُكره، دائما ما يتمتم عن جنوح زوجة نجارٍ عجوز حاد الطباع وعن العالِم الذي اتّخَذَته عشيقاً لها. |
| Yeni bir yere taşınınca biraz Huysuz oluyorum. | Open Subtitles | أصبح مزاجية تماما في بداية إنتقالي إلى مكان جديد |
| O zaman Zalim, "hayallerim değişti "sen ve ben, Huysuz ve Zalim, bu iş bitti" dedi. | Open Subtitles | لكنه بعد ذلك قال (غريم) "أوَتعرف؟ لقد تغيّر حلمي" "أنا وأنتَ ، (غريم) و(غراف) قد إنتهينا" |
| Hey Huysuz, ağaç ve yaprak gibi şeylerin zamanının geldiğini... | Open Subtitles | أظن أن الوقت قد حان يا (غراف) ...لنتصرف كشجرة و |
| Ben de seni özledim, Huysuz. Bu her neyse böldüğüm için üzgünüm. | Open Subtitles | (لقد اشتقت إليك يضاً يا (غراف - آسفة لتعطيل أياً كان هذا - |
| Huysuz çünkü, bu geceki konsere gitmesine izin vermedim. -Neden? | Open Subtitles | إنه غاضب فقط لأني لم أدعه يذهب إلى حفل الليلة |
| Biraz saygılı ol. Üzgünüm, Sabah kahvesini içmeyince çok Huysuz oluyor. | Open Subtitles | كن لطيفاً، أنا أسفة هو غاضب لانه لم يشرب قهوة الصباح. |
| Ama sonra at gözlüğümü takıyordum. Oraya geri dönüyor, işlerimi yapıyordum ama bunu yaparken bunu geliştirdim -- öfkeli, Huysuz davranış biçimi. | TED | ثم أضع غمامتي، وأخرج مجددًا وأقوم بأموري، ولكن خلال قيامي بذلك، نما داخلي سلوك غاضب نكد. |
| Bu Huysuz adamla olup... her sabah minerallerini çıkarması... ve bağırsaklarını düzeltmesi yerine! | Open Subtitles | عوضاً عن أن يتم اثقالي برجل عجوز متذمر صائحاً كل صباح طلباً لزيوته المعدنية حتى لا يصيبه الإمساك |
| Yani sen her zaman Huysuz biri oldun ama neden böylesine kötü kalpli davranıyorsun? | Open Subtitles | اقصد دائما ما كنت متذمر لاكن لماذا انت وقح وحاد |
| Evvel zaman içinde, Huysuz, eski bir traktör yaşarmış | Open Subtitles | في يوم من الايام، كان بعيش جرار مسن و عابس |
| Son altı ay içinde Huysuz ve sinirli olmuştu. | Open Subtitles | في الستة شهور الأخيرة كان سريع الغصب و غريب الأطوار |
| Beni Huysuz yapan şey. | Open Subtitles | يجعلني (غرامبي = حادّ الطباع). |
| Aç, Huysuz ve kavgaya susamış bir şekilde uyandı. | Open Subtitles | فاستيقظ جائعاً و حاد الطباع يبحث عن مشاجرة |
| Herkes senin hamilelikten dolayı Huysuz olduğunu söylüyor, fakat yanılıyorlar. | Open Subtitles | تعلمين كل الناس تقول عنك بانك مزاجية بسبب الحمل لكنهم مخطئين. |
| Partinin büyük bir fırsat partisi olmasını diliyorsun, yaşlı Huysuz bir parti değil. | TED | ترغب بشدة في ذلك لحزبكم لتكون فرصة كبيرة لكم . ليس للحزب الغاضب. |
| Onları Donuk Mağara'ya geçmek için aşacakları kızgın ve Huysuz göle hiçbir şey hazırlayamazdı. | Open Subtitles | قليلاً كان سيوصلهم لكهف كرودلد على يد بحيرة مشاكسة |
| Huysuz, soyumuz ancak Şirine Gargamel'e o gizli formülü verirse tükenir. | Open Subtitles | (متذمّر) الطّريقة الوحيدة لكي ننقرض هي أن تعطي سنفورة الوصفة السرّية ل(شرشبيل) |
| Yine de, biraz Huysuz olduğu için onu suçlayamazsın. | Open Subtitles | ومـع ذلك , لايمكنكِ إلقاء اللوم عليه لكونها غريبة الأطوار بعض الشيء |
| O çok daha nitelikli bazı Huysuz daha tarihçi Bizson dakikada kazıp . Duyun . | Open Subtitles | وهو مؤهل أفضل بكثير من مؤرخ فظ نجده في اللحظة الأخيرة. |
| Ben seni cezalandırmanın yolunu ararken o Huysuz katırı çaldılar. | Open Subtitles | بينما كنت قلقا بشأن الركل بمؤخرتك سرقوا ذلك البغل المشاكس |
| Oh, evet, ve lütfen Huysuz'un beni sevmesini sağla. | Open Subtitles | أوه ، نعم ، وأرجوك إجعل جرامبى يحبنى |