| İç kanamadan 3 haftadır hastaneye gelip gidiyor. Kimse sebebini bulamadı. | Open Subtitles | إنه يخرج من المستشفى ثم يعود لأجل نزيف داخلي ولا يعرف أحد سببه |
| Teşekkür ederim, burada durup iç kanamadan ölmeyi yeğlerim. | Open Subtitles | شكرا , لكني سأبقى جالسه هنا و اموت من نزيف داخلي |
| Bağırsaklarındaki sert cisimlerin bağırsağını delmesi yüzünden meydana gelen iç kanamadan öldü. | Open Subtitles | نزيف داخلي بسـبب ثقب وذلك لوجود شـيء "ASH" |
| Ki, uygun tedavi olmazsa, hastalık devam edecek, vücut zayıf düşecek ve sonunda iç kanamadan ölecek demek oluyor. | Open Subtitles | مما يعني أنه دون العلاج المناسب سيزداد مرضها و ضعفها و في النهاية ستصاب بنزيف داخلي و تموت |
| Eğer vurulmasa muhtemelen iç kanamadan ölürmüş. | Open Subtitles | {\pos(192,180)} لو أنه لم يقتل بالرصاصة كان سيموت بسبب إصابته بنزيف داخلي على الأغلب |
| Künt travma açar iç kanamadan için . | Open Subtitles | صدمه قويه حاده ادت الى نزيف داخلى |
| Sorgu hakimine göre, yoğun iç kanamadan dolayı öldü. | Open Subtitles | - 10 - 2007 طبقاً لتقرير الطبيب الشرعي لقد مات بسبب نزيف داخلي حاد. |
| Yarın, gazetelerde, yetenekli cerrahının tüm çabalarına rağmen yaklaşık olarak 1:15'te iç kanamadan öldüğü haberi yayınlanacak. | Open Subtitles | غداً، ستكتب الجرائد أنّ على الرغم من الجهود البطوليّة لجرّاحيه الموهوبين، في الساعة الـ1: 15 تقريباً، مات نتيجة نزيف داخلي ضخم. |
| Zavallı, rezil kadın iç kanamadan öldü. | Open Subtitles | إمرأة سخيفة ماتت بسبب نزيف داخلي |
| Yoksa iç kanamadan ölebilir. | Open Subtitles | لديها نزيف داخلى |