| İstediğin kadar içki içebilirsin ve içki sersemliği falan yok. | Open Subtitles | يمكن أن تشرب كل ما تريد وليس هناك صداع من الكحول |
| Uh... bunlardan birini içebilirsin, ama benden satın alamazsın. | Open Subtitles | يمكنك شرب واحدة من تلك الجعّات، ولكن لا تستطيع شراء واحدة منّي |
| Tabii. Artık büyüdüğün için bir kadeh içebilirsin. | Open Subtitles | بما انه من شخص كبير اذن يمكن ان تشربى كأس واحد |
| Eğer tezgahta bir saat kadar bırakırsan kremalı süt gibi içebilirsin. Ama dikkatli ol! | Open Subtitles | إذا تركتيها في العراء لمدة ساعة فسيمكنك شربها مثل الحليب المخفوق |
| - Meyve suyu falan içebilirsin. | Open Subtitles | إذن يمكنك تناول العصير أو ما شابه |
| Dışarıda içebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك التدخين في الخارج |
| Artık askeri öğrenci olduğun için subay salonunda içebilirsin biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعلم أنه يمكنك الشرب فى قاعة الضباط بما أنك طالب عسكرى الآن |
| Sen müdiresin artık, büyüdün. İstediğin yerde içebilirsin. | Open Subtitles | فأنت المديرة الآن و قد أصبحت فتاة راشدة و بإمكانك التدخين في أي مكان تريدين |
| Artık istediğin şeyi içebilirsin Jimmy, çünkü artık işimiz bitti. | Open Subtitles | حسنا، يمكنك أن تشرب كل ما تريد الآن، جيمي، لأننا انتهينا من المباراة. |
| Bir kahve daha içebilirsin ve sonraki saatleri çalışarak ve pratik yaparak geçirebilirsin, fakat ister inan ister inanma, kitabı kapatıp müziği kenara koyup uyumaya giderek daha iyi olabilirsin. | TED | تقدر أن تشرب كوبًا آخر من القهوة وتمضي الساعات التالية تحفظ وتتمرن. لكن صدق أم لا تصدق، قد تكون أفضل حالا إن أغلقت الكتب، وأوقفت الموسيقى، ونمت. |
| Bira mesela, bira içebilirsin değil mi? | Open Subtitles | بيرة يمكنك أن تشرب بيرة، أليس كذلكـ؟ |
| Göbek deliğimden üzüm suyu bile içebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك شرب عصير العنب من سُرة بطني |
| -Amerika'da... -Bira içebilirsin. Ne diyeceğim. | Open Subtitles | نعم, في امريكا, يمكنك شرب الجعة |
| Süt içebilirsin, yada mızıka çalabilirsin, | Open Subtitles | يمكنك شرب الحليب، أو يمكنك العزف على الهارمونيكا... |
| Ama istediğin kadar kahve içebilirsin. Tuvalete gitmem lazım. | Open Subtitles | لقد أخذتى راحتك ولكن ممكن أن تشربى قهوة كما تريدين |
| Çünkü değilsin. İstersen tam yağlı içebilirsin. | Open Subtitles | -لأنك لستى هكذا , يجب أن تشربى اللبن كامل إذا أرتى |
| Bir gecede kaç bira içebilirsin? | Open Subtitles | لكن , كم عدد علب البيرة التى تستطعين شربها فى ليلة واحدة؟ |
| Sen de içebilirsin kendi biranı elbet Sen de içebilirsin fıçı fıçı farz et | Open Subtitles | تستطيعون الإحتفاظ بجعتكم المفضلة * * تستطيعون شربها بالإبريق |
| Hayır. Meyve suyu içebilirsin ama. | Open Subtitles | لا , يمكنك تناول العصير |
| Benimle bir içki içebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك تناول مشروب معي |
| Burada da içebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك التدخين في الخارج. |
| İstersen sigara içebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك التدخين اذا أردت |
| İnsanların sorunlarını dinleyip umursarmış gibi yaparsın fakat içkini kahve fincanında saklayacağına açık açık içebilirsin. | Open Subtitles | وتتظاهر بالاهتمام ، لكن يمكنك الشرب علناً بدل أن تضطر لإخفاء مشروبك في فنجان القهوة |
| Onların anısına içebilirsin. | Open Subtitles | أنت يمكنك الشرب وتخليد ذكراهم |