| Rutin testler hastaya vereceğim tedaviyi değiştirmek için kadavradan kan çalmanı içermez. | Open Subtitles | الفحوصات المعمليّة الروتينيّة لا تتضمّن الدم الذي سرقتَه من جثة لخداعي كي أقوم بإعطاء المريض العلاج الخاطىء |
| Rutin testler hastaya vereceğim tedaviyi değiştirmek için kadavradan kan çalmanı içermez. | Open Subtitles | إنّه فحص معمليّ روتينيّ الفحوصات المعمليّة الروتينيّة لا تتضمّن الدم الذي سرقتَه من جثة لخداعي كي أقوم بإعطاء المريض العلاج الخاطىء |
| Ancak zeytinyağı bilhassa doymamış yağdır ve hiç trans yağ içermez. | TED | ولكن زيت الزيتون هو في الغالب دهون غير مشبعة ولا يحتوي على دهون متحولة على الإطلاق |
| Büyük bir patlamaya yetecek enerjiyi içermez, ama çoğu durumlarda, bir şişe votka bulmak bir C-4 bulmaktan çok daha kolaydır. | Open Subtitles | إنه لا يحتوي على طاقة كافية لكي يؤهل كقنبلة من المستوى الأول ولكن في معظم الحالات يكون أسهل لك |
| Evet, ama meta-diamino tolüen içermez. | Open Subtitles | نعم، لكنّه لا يحتوي على ميتا ديامينو تولوين. |
| Nerede durursan durur intikam içermez. | Open Subtitles | القانون لا يتضمن أي ثأر أينما تواجدت |
| House'un dünya görüşü, tesadüfi durumları ya da fedakârlıkları içermez. | Open Subtitles | منظور (هاوس) للعالم لا يتضمن التضحيات العشوائيّة |
| Ve bir kadın veya erkek esmer olabilir veya en korkutucu, hiç bir noktalama işareti içermez. | Open Subtitles | و الرجل أو الإمرأة يمكن أن يكون أميريكي لاتيني الشيء الأكثر إخافتاً أن لا يحتوي على علامات ترقيم مطلقاً |
| Hiçbir metin gerçek içermez, bunu sende biliyorsun. | Open Subtitles | عزيزتي، لا يوجد أي نص يحتوي على حقيقة |
| Hayır, bu DHA içermez | Open Subtitles | لا، هذا لا يحتوي على الفيتامينات |