| Anne içgüdülerinin etkilerinden bahsederken şaka yapmıyorlarmış. | Open Subtitles | لم يكونوا يمزحون بشأن غرائز الأمومة وما شابه |
| İlkel içgüdülerinin hepsi silindi. | Open Subtitles | غرائز بدائية إختفت |
| Bence burada içgüdülerinin sesini dinle. | Open Subtitles | أظن أنه يجب أن تستشير غرائزك هنا كن حقيراً |
| Fakat içgüdülerinin peşinden gitmekle bir saplantının peşinden gitmek farklıdır. | Open Subtitles | ولكن هناك أختلاف بين أتباع غرائزك وبين الهوّس |
| Kendi avlanma içgüdülerinin bilinçaltındaki dışavurumuymuş. | Open Subtitles | إنّها ظاهرةٌ تحدث بلا وعي من غرائزهم الجارحة. |
| Soyunmamalarını tembihledim ama içgüdülerinin devreye girmeyeceğine dair söz veremem. | Open Subtitles | لقد أخبرتهم بذلك, ولكن لايمكنني أن أعدك بشئ, يقوم بذلك من غرائزهم -غير معقول |
| Bu zavallı hayvanların muhakemeden yoksun sadece içgüdülerinin esiri olması ne kadar düşündürücü. | Open Subtitles | وهذا ما سيربك تلك الوحوش المسكينة لأنها أسيرة غريزتها |
| Ajan Andy'nin ünlü içgüdülerinin aramayı daraltmasını bekliyorum. | Open Subtitles | أتوقع أنّ غرائز العميل (آندي) الشهيرة ستقلّص إحتمالات البحث. |
| İkimiz de içgüdülerinin genellikle doğru çıktığını biliyoruz. | Open Subtitles | مهلا كلانا يعلم أن غرائزك نادرا ما تكون مخطئة |
| Yani, pofudukların tek yatıkları içgüdülerinin dediklerini yapmak. | Open Subtitles | أعنى أن الـ(نيوبنز) يقومون بما تمله عليهم غرائزهم |
| - Lindsay, artık bir işi olmadan eski içgüdülerinin peşinden gider. | Open Subtitles | (لينزي)، بلا وظيفة مضت مع غريزتها البدائية |