| Bu "Beş Tur" beş dakika ömrü kalan köpekler için özel formül. | Open Subtitles | إنها من الدرجة الخامسة، مُعدة خصيصاً للجراء المتبقي على عمرهم خمس دقائق. |
| Şarkının adı da Noel hem benim hem de sizin için özel bir zaman. | Open Subtitles | المؤسسة الدولية للعلوم ودعا عيد الميلاد هو في الوقت خاصة بالنسبة لي، وأنا وقت خاص بالنسبة لك. |
| Burası onun için özel bir yer ve yanında daima giyecek özel bir şey getirir. | Open Subtitles | إنه مكان ذو مكانة خاصة بالنسبة له دائما ما يلبس شيئ جديد عند القدوم هنا |
| Bu akşam başka. Benim için özel bir akşam çünkü... | Open Subtitles | الأمر مختلف هذا المساء ..فهذا المساء مساءٌ مميز بالنسبة لى |
| Onun için özel bir bölüm var. | Open Subtitles | مكان مخصص لحفظ الملفات من الشركة |
| Ancak resimleri görmeniz için özel bir izin verildi. | Open Subtitles | و لكن تم الحصول على اٍذن خاص لك لرؤية اللوحات |
| Bu maç için özel bir motivasyon göstermişe benziyorsunuz. | Open Subtitles | علمت أن لديك حافزاً خاصاً قبل خوض هذا النزال |
| Anahtar konusunda yalan söylemek için özel nedenlerin var, ona şüphe yok. | Open Subtitles | ، بدون شك ، لديك أسباب خاصة لكي تكذب بخصوص المفتاح |
| Yasak kitapları okuması için özel öğretmen tuttular. | Open Subtitles | أحضروا معلّم خصيصاً لقراءة الكتب التي منعتها الرقابة في بوسطن |
| Konuklarımızın güvenliği için özel imal edildi. | Open Subtitles | إنّها مصمّمة خصيصاً لحماية الزائرين الى بلدنا الجميل |
| Misafirlerimizi yerine götürme şerefini al. Senin için özel bir sürpriz planladım, tatlım. | Open Subtitles | اصحب ضيوف الشرف إلى أماكنهم أعددت مفاجأة مميزة خصيصاً لك يا عزيزتي |
| Bu onlar için özel bir gün. | Open Subtitles | حسناً، إنه يوم خاص بالنسبة لهم. |
| Sizinde bildiğini gibi, Sayın Vali Amerika'nın Kızlar ve Erkekler kulübü benim için özel anlam ifade etmektedir esasen çünkü- "Etmektedir" mi "ediyor" mu? | Open Subtitles | كما تعلم، أيها المحافظ ملاهي الفتية والفتيات بأمريكا لها معنىً خاص بالنسبة لي، قبل كل شيء لأنه... |
| Herneyse, bu gece benim için özel. | Open Subtitles | على أي حال هذه الليلة خاصة بالنسبة لي |
| Tüm filmlerinizi seviyorum Bayan Crawford fakat bu benim için özel. | Open Subtitles | أنا أحب كل أفلامك سيدة كروفرد لكن هذا مميز بالنسبة لي |
| Vampirler için özel bi tesis var orda öldürülüyorlar | Open Subtitles | -القصص القديمة تحكي أن هناك مكان مخصص لمصاصي الدماء لقد تم قتله لكن يمكن إعادة إحياؤه |
| Senin için özel bir gün olduğunu anlıyoruz Benny ama baban ve ben, her evlenmeye kalktığında şehirden ayrılamayız. | Open Subtitles | نحن نقدر ان هذا يوم خاص لك بيني كل مرة تقرر فيها ان تتزوج |
| Üzgünüm ahbap, ama bu kuşları uçurmak için özel biri olmak gerekiyor. | Open Subtitles | آسف ، لكنها تتطلب رجلاً خاصاً للطيران بها |
| Eğer yere ters olarak düşerlerse kendilerini düzeltmek için özel bir yönteme başvururlar. | Open Subtitles | وإذا حدث وهبطت بالمقلوب حسنا, إن لديها طريقة خاصة لكي تعود إلى وضعها الطبيعي |
| Bende alabalık var,ama senin için özel birşeylerim var. | Open Subtitles | لديّ تروتة؛ لكن لزبائن مميّزين مثلك لديّ سمكة (كيسر)؛ |
| Bu evin Amy ya da David için özel bir anlamı var mı? | Open Subtitles | هل لهذا المنزل معنى خاص ل"آمي" أو ل"دافيد"؟ |
| Onun için özel bir şey yapmalıyız. Ne dersin? | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئا خاصا بالنسبة له، لا تظن؟ |
| En iyisi düğün için özel bir adada yer ayırtayım. | Open Subtitles | يجب أن أبحث عن حجز جزيره خاصه من أجل المراسم |
| Olay, Fox için özel bir program çekmekte olan kamera tarafından görüntülendi Kocaayağın Peşinde programı. | Open Subtitles | "تم ملاحظته أثناء تصوير الفيلم المميز القادم لشركة "فوكس "البحث عن كبير القدم" |
| Ama bu akşam meslektaşlarının karşısına çıkabilmek için özel öpücüğe ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | لكنّه سيحتاج القبلة الخاصّة لمواجهة زملائه اللّيلة |
| Senin için özel bişeyler yapmak istedim. İçimden geldi. | Open Subtitles | انا فقط اردت ان افعل شئ مميز لك تعلمين , شئ من القلب |