| Sizi dışladığımızın farkındayız ve alışveriş merkezindeki ininizi de yok ettiğimiz için üzgünüz. | Open Subtitles | نعلم أننا دعوناكم جميعاً بالشاذين ونحن آسفون على حرق على المتجر في المول |
| Geciktiğimiz için üzgünüz, ama birileri giriş yapmaya bayılıyor. | Open Subtitles | آسفون على التأخير, ولكن أحدنا يحب الظهور بشكل لائق |
| Rahatsız ettiğimiz için üzgünüz, ama biz burada yaşıyorduk. | Open Subtitles | آسفة على إزعـاجّك ، لكننا أعتــدنا أنّ نقطن هنـا |
| - Hizmet edebildiğimiz için onur duyduk. - Fazlasını yapamadığımız için üzgünüz. | Open Subtitles | لقد شرفنا أن نكون في الخدمة ونحن آسفون لعدم المزيد لكم |
| Dürüst olalım, sizinle dalga geçtiğimiz için üzgünüz. | Open Subtitles | دعنا فقط نَكُونُ صادقون، حَسَناً؟ نحن آسفون سَخرنَا مِنْك، |
| Tekrar rahatsız ettiğimiz için üzgünüz, telefonunuzu kullanabilir miyim acaba? | Open Subtitles | عذراً على إزعاجك سيدتي، هل يمكنني استعمال هاتفك؟ |
| Kaybınız için üzgünüz. | Open Subtitles | تعازينا الحارّة لخسارتك. |
| Birazını harcadığımız için üzgünüz. Tanrı'nın bize gülümsediğini düşündük. Yanılmışız. | Open Subtitles | آسفان لأننا أنفقنا ذلك المال، ظننا أن الله كان يـُكافئنا وكنـّا مخطئان |
| Yaşadığınız şey için üzgünüz ama Michael'ı sağ salim bulmak için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | نريد ان نعبر عن مدى أسفنا لما تمران به لكننا هنا لفعل كل ما يمكننا |
| Kaybınız için üzgünüz. | Open Subtitles | وحصل علي طلقه بدلاً من ذلك نحن أسفون لخسارتك |
| Rahatsızlık için üzgünüz. Her şey kontrol altında. | Open Subtitles | نأسف على الإزعاج ، كل شيئ تحت السيطره |
| - Daha büyük bir şey yapamadığımız için üzgünüz. | Open Subtitles | - نأسف لأننا لا نستطيع الاحتفال بشكل أفضل |
| Hayır, ciddiyiz, eşyalarını çaldığımız için üzgünüz. | Open Subtitles | كلا، نعتذر لأننا سرقنا أغراضك نريد أن نعيدها لك |
| Ama adının anlamı aslında "Yeni Köprü" demektir. Teşekkürler, rahatsız ettiğimizin için üzgünüz. | Open Subtitles | ولكن أسمه في الواقع يعني "الجسر الجديد - شكراً لكَ ونأسف على الإزعاج - |
| Ona anladığımı söyle. Kaybı için üzgünüz. | Open Subtitles | أعلمه اني فهمت ونحن نأسف لخسارته |
| Seni böyle rahatsız ettiğimiz için üzgünüz. Sana eski evin hakkında birkaç şey soracaktık da. | Open Subtitles | آسفون على إزعاجك لكننا نريد أن نسألك عنبيتكالقديم. |
| Evet, anlaşmanı batırdığımız için üzgünüz ama bu işten öte bir şeydi. | Open Subtitles | نعم , نحن آسفون على تخريب صفقتك لكن هذا الامر تجاوز العمل انه أمر خاص |
| Sizi bütün gün evden uzakta tuttuğumuz için üzgünüz, hele de yaşananları düşünürsek. | Open Subtitles | آسفون على إبعادك من منزلك طوال اليوم خاصةً بما حدث |
| Bir madalya, bir işten atılma belgesi ve bir de "eliniz için üzgünüz". | Open Subtitles | أي وسام و مذكرة إنهاء الخدمة و"آسفة على يَدِّكِ. |
| Öyle ama Priya ve Govinda gelemediği için üzgünüz. | Open Subtitles | هان جي. أنت تعلمين، أننا آسفون لعدم إمكان بريا وغوفيندا الحضور |
| Generalim, size daha fazla hizmet edemeyeceğimiz için üzgünüz. | Open Subtitles | جنرال، نحن آسفون لعدم إستطاعتنا خدمتك طويلا كما أردنا |
| Biz kaçalım artık. Gecenizi mahvettiğimiz için üzgünüz. | Open Subtitles | حسناً، لقد انتهينا، عذراً على إفساد أمسيتكما |