Sen, benden vazgeçtiğin için üzgünsün. Enzo'yu o avcıya teslim ettiğin için üzgünsün. | Open Subtitles | إنّك آسف على التخلّي عنّي، وعلى تسليم (إينزو) لذاك الصيّاد. |
Ne için üzgünsün, bebeğim? | Open Subtitles | آسف على ماذا ؟ |
Ne için üzgünsün? | Open Subtitles | آسف على الذي؟ |
Peter, yaptığın çok saçma. İşten atıldığın için üzgünsün biliyorum ama iki haftadır kanepede oturup duruyorsun. | Open Subtitles | هذا سخيف , بيتر انا اعلم انك مستاء لأنك فقدت وظيفتك |
Bütün gece karanlık madde üzerinde çalışıp bir şey bulamadığın için üzgünsün. | Open Subtitles | أنت مستاء لأنك قضيت طوال ليلة أمس تعمل على المادة الداكنة و لم تحقق أي خرق، |
Hayır, basıIdığın için üzgünsün. | Open Subtitles | لا تتأسف |
Evinize zorla girildiği için üzgünsün ve hayatının aşkı bebeğinin babası hayatta olabilir diye dokuz doğuruyorsun. | Open Subtitles | انت منزعة بشأن الهجوم على المنزل وانتي تعقدين وترهقين نفسك لأنك اكتشتفي ان حب حياتك |
Ne için üzgünsün Jayne? | Open Subtitles | آسف على ماذا يا (جاين) ؟ |
- Ne için üzgünsün? - bunun için. | Open Subtitles | آسف على ماذا؟ |
Ne için üzgünsün? | Open Subtitles | آسف على ماذا؟ |
Ne için üzgünsün? | Open Subtitles | آسف على ماذا ؟ |
Ne için üzgünsün? | Open Subtitles | آسف على ماذا؟ |
Ne için üzgünsün? | Open Subtitles | آسف على ماذا؟ |
Dün gece hiçbir şey yapamadığın için üzgünsün. | Open Subtitles | أنت مستاء لأنك لم تنجز أي شيء ليلة أمس، |
Sadece ekürini kaybettiğin için üzgünsün. | Open Subtitles | أنت مستاء لأنك خسرت مساعِدتك |
Evinize zorla girildiği için üzgünsün ve hayatının aşkı bebeğinin babası hayatta olabilir diye dokuz doğuruyorsun. | Open Subtitles | انت منزعة بشأن الهجوم على المنزل وانتي تعقدين وترهقين نفسك لأنك اكتشتفي ان حب حياتك |