| On milyonlarca iş ortaya çıkmak için bekliyor ve bu da beni harekete geçiren bir başka faktör. | TED | هناك عشرات الملايين من الوظائف في انتظار إطلاقها، وهذا هو الشيء الآخر الذي جعلني أتحرك. |
| Brennan hala bir gelişme için bekliyor. | Open Subtitles | ماتزال برينان في انتظار المعلومات الحديثة |
| Böylece Kaplumbağa harekete geçecek ve biz de onu alt etmek için bekliyor olacağız. | Open Subtitles | حتى السلحفاة سيجعل انتقاله، ونحن يمكن أن يكون هناك ينتظر أن ينزله. |
| Benim dünyam şu an okul bahçesinde onu almam için bekliyor. | Open Subtitles | عالمي الآن ينتظر خارج المدرسه في إنتظار والدته لكي تأخذه |
| Aşagıda binlerce insan kalıntısı kimlik tespiti için bekliyor. | Open Subtitles | يوجد الآلاف من الجثث البشرية هناك في الأسفل تنتظر أن يتم تحديد هويتها |
| Kardinal Hazretleri ayrılmak için bekliyor. | Open Subtitles | صاحب النيافه الكاردينال ينتظر الإذن بالإنصراف |
| Şehirdeki bütün haber spikerleri sizinle konuşmak için bekliyor. | Open Subtitles | كل مراسل أخبار في البلدة ينتظر ليتكلم معك |
| İnanabiliyor musun, aşağıdaki onca insan bunu görmek için bekliyor. | Open Subtitles | هل تصدق أن هؤلاء الناس في الأسفل ينتظرون لرؤية هذا |
| Ve bekliyor, kulübünüzdeki olayda bağlantısı olan birini yakalamak için bekliyor. | Open Subtitles | و انه ينتظر ينتظر فحسب ليطبق قبضته على شخص اخر مرتبط بعمليات ملهاك |
| Diyorum ki, üst katta güzel bir kadın bekliyor anladınız işte, seks yapmak için bekliyor. | Open Subtitles | تنتظرنى لأمارس معها الجنس. ماذا , الأن؟ ? |
| Bölüm Üç'teki buzdolabı deposunda analiz edilmek için bekliyor. | Open Subtitles | أه، القطاع الثالث، مخزن التبريد في انتظار أن يتم تحليله، لماذا؟ |
| Mad Dog Grimes, Tommy Riordan'ın Pittsburgh'daki spor salonuna gelip hayatını altüst ettiği günden beri intikam için bekliyor. | Open Subtitles | كان ماد دوغ غرايمز في انتظار الانتقام منذ دخل تومي ريردن إلى صالته الرياضية في بيتسبرغ وقلب حياته رأساً على عقب. |
| Beş ve altıncı takım iniş yaptı, ikmal için bekliyor. | Open Subtitles | الطائرتان خمسة وستة لقد هبطتا, في انتظار الامدادات |
| - Karşımda pedikür için bekliyor. | Open Subtitles | إنها على بُعد 10 أقدام مني في انتظار انتهاء تنظيف أقدامها |
| bayan arkadaşı Dedektif Amy Knight ile buluşmak için bekliyor. | Open Subtitles | ينتظر أن يقابل فتاتة التحرىنايتالليلة. |
| Oda arkadaşı orada sizinle konuşmak için bekliyor. | Open Subtitles | زميله بالغرفة ينتظر أن يكلمكما هناك |
| Bir kısmım kopup gitmek için bekliyor. | TED | جزء مني ينتظر أن يستسلم |
| Benim dünyam.. şu an okul bahçesinde onu almam için bekliyor. | Open Subtitles | عالمي الآن ينتظر خارج المدرسه في إنتظار والدته لكي تأخذه |
| Benim dünyam şu an okul bahçesinde onu almam için bekliyor. | Open Subtitles | عالمي الآن ينتظر خارج المدرسه في إنتظار والدته لكي تأخذه |
| I. Liz benimle kaçmak için bekliyor. | Open Subtitles | الملكة اليزابيت الأولى ما زالت تنتظر أن تهرب معي يمكنني مساعدة (روز تايلر) في واجبها المدرسي |
| Cassidy mola vermek için bekliyor. | Open Subtitles | كاسيدي) تنتظر أن تأخذ راحة ) |
| Anlaşıldı Cobra 6, Big Eye da doğrulama için bekliyor. | Open Subtitles | علم، كوبرا صفر ستة بيغ آي ينتظر الإذن أيضاً |
| Şehirdeki bütün haber spikerleri sizinle konuşmak için bekliyor. | Open Subtitles | كل مراسل أخبار في البلدة ينتظر ليتكلم معك |
| Burda da birkaç dağcı zirveye gitmek için bekliyor. | TED | وهؤلاء هنا المتسلقون .. وهم ينتظرون بداية الصعود إلى القمة |
| Cavanaugh'un eşinin ve bebeğinin cinayet davası için bekliyor. | Open Subtitles | انه ينتظر المحاكمة بتهمة قتل زوجة كافانوغ وابنه الرضيع |
| Kadın üst katta benimle seks yapmak için bekliyor ama ben alt katta başka bir mekândan ayarladığım bir kadınla yaşadığım bazı heyecanlı anlarımın yinelemelerini seyrediyorum ve kendimi rahatlatıyorum. | Open Subtitles | تنتظرنى لأمارس معها الجنس. بالأعلى وانا هنا بالأسفل , اشاهد بعض الاعادات |