"için beni ikna" - Translation from Turkish to Arabic

• أقنعني
• تقنعيني
• يقنعني
• حينها أقنعتني و على

Geçen yıl biri çiftlik almam için beni ikna etti, ben de ödünç para aldım.
السنة الماضية شخص ما أقنعني بشراء مزرعة في الوادي لذا إقترضت المال من المصرف لكي أدفع ثمن المزرعة

Sağlık ekiplerini aramak istedim ama o aramamam için beni ikna etti.
أردتُ أن أطلب المسعفين، لكنه أقنعني بأن لا أفعل.

Carlton'ı rahat bırakmam için beni ikna etmek istiyorsun.
سوف تحاولين أن تقنعيني أن أخفف قبضتي عن كارلتون

Dünyayı kurtarmam için beni ikna etmeye çalışacaksın.
ستحاولين أن تقنعيني بإنقاذ العالم

- Yani Robin'den çalmak için beni ikna etmeye çalışan sendin.
حسناً، أنت واحد من كان يقنعني بأن أسرق من " روبين "

Bunun seninle gelmem için beni ikna etmesi mi gerekiyordu?
أهذا يفترض به أن يقنعني بالمجيء معك؟

Sen de intihar etmemem ve gidip onu geri kazanmam için beni ikna etmiştin.
و حينها أقنعتني و على الهواء مباشرة بعدم الانتحار و طلبتَ منِّي السعي وراء تلك الفتاة

Tüm bunlar seçilmiş kişiyi ortaya çıkarmak için beni ikna etmeye yetti.
كلّ هذا أقنعني بأنّه حان الوقت للكشف عن الشخص المُختار

Kostümlerimizi yapmak için beni ikna etti, inanamıyorum.
.لايُمكنني التصديق أنهُ أقنعني بأن .أصنعَ أزياءنا

Patrick kulübe gidip kağıt destesi almam için beni ikna etti.
باتريك" أقنعني ان أعود إلى النادي للحصول على البطاقات"

Ve arada bir sunumlarında yardım etmem için beni ikna ediyor.
و قد أقنعني بأن أساعده في عروضه

Bu çalışmaya Kevin'i sokmam için beni ikna ettin.
(أنت من أقنعني بوضع (كيفين على تلك الدراسة

- Ne? Nick, hayatım boyunca senin zımbalama işini yapmamam için beni ikna etti.
(نيك) أقنعني بأنني لا يُمكنني إضاعة حياتي بتدبيس الأوراق لكِ بعد الآن

Dünyayı kurtarmam için beni ikna etmeye çalışıyorsun.
ستحاولين أن تقنعيني بإنقاذ العالم

Açıkçası oraya girmem için beni ikna edebilecek bir şey var mı bilmiyorum.
الحقيقة أن... أشك أن هناك أيّ شيء قد يقنعني للدخول.