| K.O.K.'un seks partisi... ..yani kızlar partisi için geldik. | Open Subtitles | مرحبا نحن هنا من أجل الحفلة حفلة الفتيات |
| Pekala. Sakın unutmayın. Buraya egzersiz yapmak için geldik. | Open Subtitles | حسناً، لكن تذكّروا، نحن هنا من أجل التدرّب فقط. |
| Biz o bedenin içindeki program için geldik. | Open Subtitles | جئنا لأجل البرنامج الذي بداخل ذلك الجسد. |
| - Billy Elliot. Seçmeler için geldik. | Open Subtitles | . بيلي إيليوت . لقد جئنا من أجل الإختبار |
| Önceki gece işlenen cinayet için geldik. | Open Subtitles | نحن هنا بشأن جريمة القتل بالليلة الماضية |
| Buraya tarayıcı kontrol ünitesi için geldik. | Open Subtitles | ..نحن هنا لأجل مستشعرات المدى البعيد.. |
| Kusura bakma. Bize aldırma, dostum. Biz yalnızca televizyon için geldik. | Open Subtitles | آسفون، لا تؤاخذنا يا رصاح نحن هنا من اجل التلفاز، فحسب |
| Merhaba. Şeker için... Parti için geldik. | Open Subtitles | مرحباً, نحن هنا من أجل الحلوى أقصد الاحتفال |
| Konser için geldik. Sakın senin de geldiğini söyleme. | Open Subtitles | نحن هنا من أجل الحفل لاتخبرني أنك ستذهب أنت أيضاً |
| Buraya bir dava için geldik senin karanlık apış aranın gizemini çözmeye değil. | Open Subtitles | نحن هنا من أجل قضية وهو لا يحلّ لغز أفعالك المشينة |
| Çalıntı motor için geldik. | Open Subtitles | جئنا لأجل الدراجه الناريه المسروقه |
| - Tanrı Apophis adına,... ..küçük çocuk için geldik. | Open Subtitles | لقد جئنا لأجل طفل صغير |
| - Şerif'in siparişleri için geldik. - Evet, evet. | Open Subtitles | . نحن جئنا من أجل طلبية عمدة البلدة . نعم , نعم |
| Ne güzel, biz de sadece Peanut için geldik. | Open Subtitles | هذا رائع لأننا جئنا من أجل حبة السوداني فقط |
| Buraya bölgemizde çıkan yeni ve çok güçlü bir ekstazi formu için geldik. | Open Subtitles | نحن هنا بشأن أحد أقوى أشكال النشوة والذي بدأ بالإنتشار في منطقتنا |
| Elektrik hattını kontrol etmek için geldik. | Open Subtitles | بالالمانيه : نحن هنا لأجل الكهرباء |
| Buraya 199 dolarlık televizyon için geldik, kredi kartı için değil. | Open Subtitles | لقد أتينا هنا من اجل التلفاز و ليس شيئ آخر |
| Bu seni ilgilendirmez evlat. Buraya ağabeyin için geldik. | Open Subtitles | لا يعنيك الأمر يا فتى؛ أتينا لأجل أخيك |
| Buraya yaşlı ve kokuşmuş kıçlar tekmelemek için geldik. | Open Subtitles | لقد أتينا لكي نركل بعض المؤخرات النتنة |
| Evet, 199 dolara 19 inçlik renkli televizyon için geldik. | Open Subtitles | نعم، أتينا من أجل تلفاز ذي 19 بوصة بسعر 199 دولار |
| Bizi öldürmeye çalışıyorlar. Buraya yardımına ihtiyacımız olduğu için geldik. Neye yardım edeceğim? | Open Subtitles | إنهم يحاولوا قتلنا سبب مجيئنا هنا أننا نحتاج مساعدتك |
| Buraya, salakların düşüncelerini duymamak için geldik. | Open Subtitles | لقد جئنا إلى هنا لكي لا نسمع آراء المغفلين. |
| Dave, Miami'ye nişanlanmanıza engel olmak için geldik. | Open Subtitles | يا ديف , لقد جئنا الى ميامي كى نمنعكما من الخطبه |
| Efendi Tenkai gönderdiği için geldik. | Open Subtitles | جِئنا لأن اللورد تينكاي أرسلَنا |
| Buraya bu kâfirleri öldürmek için geldik, şımartmak için değil. | Open Subtitles | لقد أتينا إلى هنا كي نقتل أؤلائك الزنادقة و ليس تدليلهم |