| Evine dön. Buraya her ne yapmak için geldiysen, yap ve git. | Open Subtitles | أذهب للمنزل مهما كان الذي أتيت لأجله أتركه وأذهب |
| - Anahtar için geldiysen bende değil. | Open Subtitles | إن المفتاح ليس بحوزتي، إذا كان هذا ما أتيت لأجله. |
| LA.'ye ne yapmak için geldiysen, onu yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت تفعل ما أتيت لتفعله |
| Ne için geldiysen onu yap! | Open Subtitles | افعل ما أتيت لتفعله |
| Oyum için geldiysen, bir hiç uğruna uzun yol kat etmişsin. | Open Subtitles | إذا كنت جئت سعيا وراء صوتي فإنك قطعت كل هذه المسافة من أجل لا شيء. |
| Eğer bana yardım etmek için geldiysen, şunu verandaya as. | Open Subtitles | لأنك إن أتيت لمساعدتي، فعلّقي هذا على السقيفة |
| Eğer bir içki ve iki hatun için geldiysen, alırsın. | Open Subtitles | إذا أتيت باحثاً عن الشراب وبعض الحسناوات ذلك ما ستجدة |
| Araba için geldiysen tuvaletin dibine park ettim. | Open Subtitles | إذا كُنت قد أتيت من أجل السيارة قد ركنتها في قاع المرحاض. |
| Ağ için geldiysen, daha bitirmedim. Yarın gel. | Open Subtitles | إن جئت من أجل الشبكة فلم أنتِ منها بعد، عُد غداً |
| Onun için geldiysen benimle neden konuşuyorsun? | Open Subtitles | لو أنك أتيت لأجله فلماذا تتحدثين معي؟ |
| Ne için geldiysen onu yap. | Open Subtitles | إفعل ما أتيت لأجله. |
| Oyum için geldiysen, bir hiç uğruna uzun yol kat etmişsin. | Open Subtitles | إذا كنت جئت سعيا وراء صوتي فإنك قطعت كل هذه المسافة من أجل لا شيء. |
| Benim için geldiysen, beni al. Bu insanları rahat bırak. | Open Subtitles | إن أتيت من أجلي فلتأخذني, أْترك أولئك الناس وحدهم |
| İş için geldiysen, Jaime, Kötü bir gün. | Open Subtitles | إذا أتيت باحثاً عن عمل يا (خايمي) فقد إخترت يوماً سيئاً |
| Araba için geldiysen Tiber Nehri'nin dibine park ettim. | Open Subtitles | إذا كنت أتيت من أجل السيارة، فقد ركنتها في قاع النهر |
| Araba için geldiysen tuvaletin dibine park ettim. | Open Subtitles | إذا جئت من أجل للسيارة فلقد ركنتها في قاع المرحاض |