| 30 yaşında olmasına rağmen, Gilbert'le çıkıyor ve seni öptüğü için hapse girebilir. | Open Subtitles | حتى وإن كان تلبغ الـ30 وتذهب مع جلبرت وستذهب للسجن بسبب تقبيلك؟ |
| Şimdi biliyorum ki masum biri benim işlediğim suç için hapse girmiş. | Open Subtitles | أعرف الأن بأن شخص برىء ذهب للسجن بسبب جريمتى. |
| İşimiz bittiğinde, maalesef güvenlik görevlisine saldırdığı için hapse girecek. | Open Subtitles | عندما ننتهي، أخشى أنّه سيذهب للسجن بسبب إعتدائه على حارس الأمن. |
| Bir adamı kendi çocuğundan kurtulmaya çalıştığı için hapse yolladım ama senin günün de zor geçmiş gibi. | Open Subtitles | لقد أرسلنا رجلاً للتو إلى السجن لأنه حاول أن يتخلص من ابنته، ولكن يومك كان شاقاً جداً |
| Üstelik o doğuştan şanlı biri de değil, ve örnek teşkil etmesi için hapse atıyorlar. | Open Subtitles | إمرأة لم تولد و في فمها ملعقة من فضه يرمونها في السجن فقط ليضربوا مثالاً |
| Dün birini vuruyorsun ve şimdi bu. Senin için hapse girmeyeceğim. | Open Subtitles | تضرب رجلاً ليلة أمس والآن هذا لن أذهب للسجن من أجلك |
| Bunun için hapse girebiliriz, değil mi? | Open Subtitles | من المحتمل أن ندخل السجن من أجل هذا,أليس كذلك ؟ |
| Burada kolunu kırdığı için hapse girdiği ve senin için geçici yaklaşma yasağı çıkarttığı yazıyor. | Open Subtitles | يقول هنا بأنه دخل السجن جراء كسر ذراعك وقد أصدر أمر منع ضدك |
| Bunun için hapse girebilirsin Nathan. | Open Subtitles | يمكن أن تدخل السجن بسبب ذلك, نيثان |
| Bunun için hapse girdi. | Open Subtitles | نعم! ولقد ذهب للسجن بسبب ذلك أليس هذا رائعاً ؟ |
| Ama işlemediğim bir suç için hapse girmeye hiç niyetim yok. | Open Subtitles | ولكنني لن أذهب للسجن بسبب شيء لم أفعله |
| İkincisi, hastanelik olmadan ve takımım seni hastanelik ettiği için hapse girmeden önce beni bıraksan iyi edersin. | Open Subtitles | - ثانيا ، من الأفضل أن تتركنى قبل أن تذهب " للمشفى " وأنيذهبفريقى"للسجن" بسبب وضعهم لك هناك. |
| Evet, bunun için hapse girebilir. | Open Subtitles | نعم,من الممكن ان يذهب للسجن بسبب هذا. |
| O aptal için hapse girmem. | Open Subtitles | لن أذهب للسجن بسبب ذاك الغبي |
| - Bunun için hapse gireceksin! | Open Subtitles | ـ ستذهب للسجن بسبب فعلتك هذه! |
| Bir meth satıcısından rüşvet aldığı için hapse gitti. | Open Subtitles | ذهب إلى السجن لأنه أخذ رشوة من تاجر الميثافيتامين |
| Eliot Ness Capone'u cinayetten yakalayamayınca hükümet onu vergi ödemediği için hapse attı. | Open Subtitles | أدخلته الحكومة إلى السجن... لأنه لم يدفع ضرائبه |
| Ne yazık ki, Bay Guzelian babasına saldırdığı için hapse atıldı. | Open Subtitles | ولكن للأسف تم الزج بالسيد (جازيليان) في السجن, لأنه ضرب أبوه. |
| Beni savunduğu için hapse atılacak olma düşüncesine. | Open Subtitles | إذا أخذوه مني إذا وضعوه في السجن فقط لحمايته لي |
| "Senin için hapse girdim, sen de bana üniversiteye giderek teşekkür edeceksin" gibi bir durum var ama yine de gitmeyeceğim. | Open Subtitles | كان هناك صفقة من نوع اشكرني على ذهابي للسجن " " من أجلك باكمال دراستك لكنّي لا أظن أني سأكمل الدراسة |
| Müşterisini korumak için hapse girmiş bir adamdır." | Open Subtitles | حسناً , لقد دخل السجن من أجل حماية عميله يبدو .. |
| Bunun için hapse bile girebilirsin. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تدخل السجن جراء ذلك |
| Sen-sen bunun için hapse gi -- gidebilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن تدخل السجن بسبب ... هذه |