| Yanında olup onu koruyamadığım için kendime çok öfkeliyim. | Open Subtitles | أنا غاضب من نفسي لأنني لم أكن معها لأحميها |
| Evde oturup gezmediğim için kendime kızmaktansa burada olmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أود حقاً التواجد هنا بدلاً من المنزل والغضب على نفسي لأنني لم اذهب للتمتع بالمناظر السياحية. |
| Küçük ortak olduğum için kendime bir hediye vermek istedim. | Open Subtitles | تعلمين ، ظننت أنني أريد أن أجهز نفسي لكي أصبح شريكاً |
| Herşeyi ona anlatıp buna bir son vermek için kendime bir söz verdim. | Open Subtitles | ووعدت نفسي أن أخبرها حيال كل شيء وأننا سنوضح لها الأمر كله أخيرًا |
| Ayrıca doktorların "imkansız" dediği şeyleri yapmak için kendime meydan da okurum. | TED | وأيضا أحاول تحدي نفسي بأن أفعل أشياء التي يقول الاطباء بأنها ليست ممكنة |
| Eğer başına birşey gelirse elimden geleni yapmadığım için kendime çok kızarım. | Open Subtitles | إذا حدث أي مكروه لك سأكون حانقا جدا على نفسي لعدم فعلي كل ما أمكنني فعله |
| İşe biraz renk katmak için kendime seksi iç çamaşırı bile aldım. Bir şey olmadı. | Open Subtitles | حتى اننى اشتريت لنفسي زوج من الملابس الداخلية المثيرة لأشعل الأجواء |
| Yanında olup onu koruyamadığım için kendime çok öfkeliyim. | Open Subtitles | أنا غاضب من نفسي لأنني لم أكن معها لأحميها |
| Ve bunun için kendime kızdım çünkü seni ve başından geçenleri anlıyorum. | Open Subtitles | وكرهت نفسي لأنني تعاطفت معكِ |
| - Sana güvendiğim için kendime kızdım. | Open Subtitles | - أنا غاضبة من نفسي لأنني وثقت بك |
| Sana güvenebileceğimi düşündüğüm için kendime kızıyorum. | Open Subtitles | أنا غاضب من نفسي لأني اعتقدت بأنه يمكن أن أعتمد عليك |
| Seni kızdırdığım için kendime, bunun üzerine senin yaptıkların için de sana çok kızgınım. | Open Subtitles | انا غاضب من نفسي , وغاضب منك لما فعلتيه بعد ذلك |
| Sinirimi yatıştırmak için kendime sinirlendim bazen de kendime güç veririm. | Open Subtitles | يجب أن أهدئة من نفسي وأن أحافظ على هدوئي، وإن كنتُ بحاجة أن أقلل من إنفعالي بعض الأحيان، |
| Tina, beni kilitlemen yanlıştı. Çıkmak için kendime zarar vermek zorunda kaldım. | Open Subtitles | تينا" أخطأت بالإقفال علي" أذيت نفسي لكي أخرج |
| Ona kızmadığım için kendime kızıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت محبطا من نفسي لكي لا أحبط معه |
| Bazen değişmek için kendime söz veriyorum. | Open Subtitles | لكن هذه المرة وعدت نفسي أن الأمر سيغدو مختلفا |
| Ama sana aşık olduğum için kendime inanamıyorum. | Open Subtitles | ولكن لا أصدق بأنني قد جعلت نفسي بأن تقع في حبك |
| Bunu Paris'e uçarken türbülansa girdiğimizde ağlamadığım için kendime ödül olarak almıştım. | Open Subtitles | حصلتُ على هذا في باريس لأكافأ نفسي لعدم بكائي أثناء الاضطرابات التي حصلت في الطائرة في رحلتنا إلى باريس |
| ise biraz renk katmak için kendime seksi iç çamasiri bile aldim. Bir sey olmadi. | Open Subtitles | حتى اننى اشتريت لنفسي زوج من الملابس الداخلية المثيرة لأشعل الأجواء |