| Bu bizim için uzun bir öğrenme süreci olmuştur. | TED | لقد كانت عملية التعلم هذه طويلة بالنسبة لنا |
| Bunun için uzun zaman bekledim, Anyanka. | Open Subtitles | لقد انتظرت وقتاً طويلاً لأجل هذا آنيانكا |
| Anlarsın ya kendimi kanıtlamak için uzun zaman bekledim. | Open Subtitles | أترين لقد انتظرت وقتاً طويلاً لكي أثبت ذاتي |
| Eğer bir lunaparka giderde, popüler oyuncaklara binmek için uzun kuyruklarda beklemek istemezseniz, artık bir çözüm var. | TED | اذا ذهبت الى منتزه وأنت لا تحب الوقوف في صفوف طويلة لأجل الخدمات الشعبية، فهناك حل الآن. |
| Hiçbir şey söylememek için uzun bir zaman değil mi sence de? | Open Subtitles | إنها مدة طويلة لكي لا يطرأ هذا الموضوع للحديث ألا تظني ذلك؟ |
| Buradaki bitki Güney Afrika'daki bitkilerin bayıldığı bir bitki. Ve dibindeki nektara ulaşmak için uzun bir hortumla evrildiler. | TED | هذه النبتة هنا .. الحشرات في جنوب افريقيا تعشقها .. وقد طورت خراطيم طويلة من اجل ان تصل الى الرحيق في الاسفل |
| Yani yıkamadan durmak için uzun bir süre. | Open Subtitles | هذا وقت طويل كي تقضيه دون غسيل بالشامبو. |
| Sanırım dört yıl, beklemek için uzun bir zaman. | Open Subtitles | .أعتقد ان اربع سنوات وقت طويل للإنتظار |
| Bunu söylediğini duymak için uzun zamandır bekliyordum Gibbs. | Open Subtitles | لقد انتظرت وقتاً طويلاً لسماعك تقولها، غيبز |
| Gördüğüm kadarıyla, gerçek anlamda değişiklikler yapabilmek için, uzun bir oyun oynuyorum. | Open Subtitles | كما أرى فانني ألعب على المدى البعيد من أجل تغيير حقيقي هنا |
| Leo McCracken için uzun bir gece olacak. Hayatının gecesi. | Open Subtitles | ستكون ليلة طويلة بالنسبة لـ ليو ماك كراكن لكنها ستكون من أجمل أيام عمره |
| 8 yıl öldürülmeden veya dönüştürülmeden vampirlerle yaşamak için uzun bir süre. | Open Subtitles | ثمان سنوات هي مدة طويلة بالنسبة إلي إنسان ليعيش مع مصاصي دماء بدون أن يُقتل أو يتحول. |
| Sabah 6. Senin için uzun bir gece olduğunu biliyoruz ancak bu soruları sormamız gerekiyor. | Open Subtitles | إنها السادسة صباحًا نعلم أنها كانت ليلة طويلة بالنسبة لك |
| Bunun için uzun zamandır bekliyordu. | Open Subtitles | لقد انتظرت وقتاً طويلاً لأجل هذا |
| Tanrım, bunun için uzun bir zaman bekledik. | Open Subtitles | آلهي , أنتظرت طويلاً لأجل هذا. |
| Bunu sana vermek için uzun zamandır bekliyordum. | Open Subtitles | لقد كنت انتظر طويلاً لكي أعطيك هذا |
| Aileden bir Nakamura'nın ortaya çıkması için uzun süre bekledim. | Open Subtitles | انتظرت طويلاً لكي (يبرز فرد من عائلة (ناكامورا |
| Oh, sonunda. Bunun için uzun yoldan geldim. | Open Subtitles | أخيراً جئتك من مسافة طويلة لأجل هذا |
| Bu keman için uzun bir yoldan geldim | Open Subtitles | سافرت لمسافة طويلة لأجل هذا الكمان. |
| Evet. Donarak ölmemek için uzun kollu gömlekle. | Open Subtitles | نعم مع قميص ذو اكمام طويلة لكي لاتتجمد حتى الموت |
| Ve kocaman mutlu bir aile gibi oturabilmemiz için uzun bir masa lazım. | Open Subtitles | وأريد أن تكون هناك طاولة طويلة لكي نجلس جميعاً معاً كعائلة واحدة كبيرة وسعيدة |
| Engelleri ve diğer şeyleri aşabilmeleri için uzun bacaklara sahipler. Ve tüm bunlar kesin olarak | TED | ولديها أرجل طويلة من اجل تجاوز العقبات ومرة اخرى هذه مستسقاة بدقة |
| Bu tek bir yerde yaşamak için uzun bir süre. | Open Subtitles | هذا وقت طويل للعيش في مكان واحد |
| Yedi yıl beklemek için uzun bir süre. | Open Subtitles | 7سنوات وقتٌ طويل للإنتظار. |
| Bunu söylemen için uzun zamandır bekliyordum. | Open Subtitles | لقد انتظرت وقتاً طويلاً لسماعك تقول هذا |
| Bu tür bir geri bildirim için uzun bir zaman boyunca kendini hırpalamak anlamına geliyor. | TED | إنه يرجع لفرصة للعمل مع هذا النوع من المراجعة على المدى البعيد. |