| O yılki gösteri için yaklaşık iki yüz dolar toplamıştık. | Open Subtitles | و كونا حوالي 200 ألف دولار لأجل البرنامج الخيري السنوي |
| Feribota ulaşabilmek için yaklaşık 400 metre daha kazmamız gerekiyor. | Open Subtitles | حوالي اربعمئة قدم اكثر حتى تصلي طريق الماء الى المعبر. |
| Tamam, yani kapıya gitmek için yaklaşık iki dakikam olacak. | Open Subtitles | حسنا، لذلك أنا قد ستعمل حوالي دقيقتين للوصول إلى الميناء. |
| Birçok bebek adımını yapmamız gerektiği için, ... ...yaklaşık 6 yıl öncesinden beri Terrafugia'yı kullanıyoruz. | TED | الآن منذ أن بدأنا تيرافويغيا قبل حوالي 6 سنوات، عرفنا الكثير من هذه الخطوات البطيئة. |
| Yapay bitkiler ve yapay hayvanlar ürettiğimiz için yaklaşık 7 milyar insanı besleyebiliyoruz. | TED | و لأننا قمنا بانتاج نباتات غير طبيعية و حيوانات غير طبيعية فقد استطعنا اطعام حوالي سبعة مليارات شخص |
| Pratik olarak, dünyadaki her bir milyar insanın ihtiyaç duyduğu temel altyapı için yaklaşık bir trilyon dolar harcamamız gerekiyor. | TED | استنادا لحكم التجربة، يجب علينا إنفاق حوالي الترليون دولار إمريكي على أساسيات البنية التحتية المطلوبة لكل مليار شخص في العالم. |
| Değişiklik, polis adaylarının beş ay süren bir akademide uygunluk sınavını geçmek için yaklaşık 3 haftaları olduğu anlamına geliyordu. | TED | لقد عنى هذا التغيير أن لدى المجندين حوالي ثلاثة أسابيع من خمسة أشهر بالأكاديمية لاجتياز اختبار اللياقة البدنية. |
| Bankamatik ve kredi kartı harcamalarına ödül olarak hemen para geri vermek yerine, öğrenim hayatınızda kullanılması için yaklaşık 529 farklı ödül veriyor. | TED | بدلاً من المكافات النقدية الفورية خصماً على بطاقة إئتمانك أو الخصومات على الشراء، حوالي 529 مكافاة من أجل تعليم الطلاب |
| Yani sanırım, seks yapmak için yaklaşık 6 bira eksiğimiz var. | Open Subtitles | لذا أعتقد أننا حوالي ستة حزمة قصيرة من الجنس، هاه؟ |
| Her uçak için 37 dakika ülkeye gelen her yolcu için yaklaşık 60 saniye işlem zamanıyla günde yaklaşık 600 uçak için işlem yapıyoruz. | Open Subtitles | نتعامل مع حوالي 600 طائرة في اليوم بالإضافة لمعالجة مايعادل ّ37 دقيقة لكلّ طائرة ..حوالي |
| Her uçak için 37 dakika ülkeye gelen her yolcu için yaklaşık 60 saniye işlem zamanıyla günde yaklaşık 600 uçak için işlem yapıyoruz. | Open Subtitles | نتعامل مع حوالي 600 طائرة في اليوم بالإضافة لمعالجة مايعادل ّ37 دقيقة لكلّ طائرة ..حوالي |
| Buraya girdiğinde sahip olduğun 83 kiloyu korumak için yaklaşık olarak 2500 kalori alman gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | كي تحافظ على وزنك 185 باوند لأن هذا هو وزنك عندما أتيت أول مرة وكانت السعرات الحرارية في اليوم حوالي 2500 سعر |
| Yani, onun hayatını kurtarmak için yaklaşık üç dakikan var. | Open Subtitles | بما يعني أن لديك حوالي 3 دقاءق لانقاذ حياته |
| Bombayı nereye koyduğunuzu söylemek için yaklaşık bir dakikan var. | Open Subtitles | لقد حصلت على حوالي دقيقة واحدة أن تقول لي أين أنت زرعت تلك القنبلة. |
| Yaptığım ölçümleri kullanarak, bu dağ için yaklaşık 530 metre rakamını elde ettim. | Open Subtitles | باستخدام قياساتي، توصلتُ أن ارتفاع الجبل حوالي 530 متر |
| Bunun için yaklaşık 300 kişi düşünebilirim. | Open Subtitles | حَسناً، أنا يُمْكِنُ أَنْ أُفكّرَ به حوالي 300. |
| Bir hafta içinde evleniyorum. Gelinlik seçmek için yaklaşık bir günüm var. | Open Subtitles | سأتزوج بعد أسبوع لدي حوالي يومي لأختيار فستان |
| Uçağa bindik ama kalkması için yaklaşık bir saat bekledik. | Open Subtitles | أعني , أننا صعدنا على الطائرة وانتظرنا حوالي الساعة |
| Pekâlâ, yani şu şeyi bulmak için yaklaşık 23 saatimiz var ve lanet şey dünyanın herhangi bir yerinde olabilir mi? Kunduzları severim. | Open Subtitles | إدت لدينا حوالي 23 ساعة و نجد أي كان هدا الشيئ الموجود في أي مكان في العالم |
| Şirketin acil durumlar için yaklaşık 3 milyon doları var. | Open Subtitles | الجمعية لديها حوالي 3 مليون محفوظة كاحتياط لأجل الطوارئ |