| Evet, bunu sadece senin çıkarın için yapıyoruz. Sana bakmak zorundayız. | Open Subtitles | نعم، نحن نفعل ذلك لمصلحتك علينا أن نعتنى بك |
| Bayan, onları güvenli bir şekilde dışarı çıkarabilmek için yapıyoruz herşeyi. | Open Subtitles | ..سيدتي ، نحن نفعل مابوسعنا لإخراجها سالمه |
| Para için değil, ülkemiz için yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نفعل هذا من أجل المال نحن نفعل هذا من أجل وطننا |
| Sevdiklerimiz için güvenli bir dünya inşaa etmek zorunda olduğumuz için yapıyoruz ve elbette bir insana mutlu ve sağlıklı bir hayat vermenin mutluluğu için. | Open Subtitles | نفعلها لأننا مضطرون لبناء عالم آمن لكل من نُحبهم وبسبب السعادة التي سنشعر بها لإعطاء حياة أخرى صحية. |
| Bunu 10 seneden fazla bir zamandır penguenlerin nereye gittiğini öğrenmek için yapıyoruz. | TED | ولكننا نقوم بذلك الآن لأكثر من عقد من الزمن لمعرفة أين يذهبون |
| Senin için ve para için yapıyoruz. | Open Subtitles | حسنآ , نحن نفعل ذلك من أجلك ولكن نفعله أيضآ من أجل المال |
| Bunu, yayınlama anlaşmasını yerine getirmek için yapıyoruz. | Open Subtitles | حسنا، نحن نفعل هذا للحصول على على صفقة نشر |
| Bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum ama bunu senin iyiliğin için yapıyoruz. | Open Subtitles | انظري ، أعرف كم صعب هذا عليكي ولكن نحن نفعل هذا لمصلحتك |
| Aman Tanrım, yani bunların hepsini sevgilini kurtarmak için yapıyoruz. | Open Subtitles | ياإلهــي، اذاً نحن نفعل كل هذا من أجل خليلكِ |
| Umrumda bile değil. Emma için yapıyoruz bunu. | Open Subtitles | حسنا ,انا لا اهتم نحن نفعل ذلك من اجل ايما |
| Bunu bir çuval para için yapıyoruz! | Open Subtitles | نحن نفعل ذلك من أجل كمية هائلة من المال |
| Bunu büyük bir hata yapmanın önüne geçmek için yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفعل هذا لنوقفكى عن فعل خطأ فظيع |
| Bunu tüm Necromonger'lar için yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفعل ذلك من أجل كل النيكرومنيحر |
| Bunu annemiz için yapıyoruz, hatırladın mı? | Open Subtitles | نحن نفعل كل هذا من أجل أمنا, أتذكر؟ |
| Bu işi Büyük Yolculuk için yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفعل هذا لأجل الرحلة العظيمة. |
| Bu işi sana koca bulmak için değil benim kocama yardım etmek için yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفعل ذلك لأجل زوجي ليس لأجلك |
| Bunu senin için yapıyoruz sersem. | Open Subtitles | نحن نفعل هذا من أجلك أيها الأحمق |
| Bu işi sevdiğimiz için yapıyoruz. | Open Subtitles | لكننا نفعلها لأننا نحب الذي نفعله |
| Bunu Willow için yapıyoruz. Bu kadar şanslı olmanızın tek sebebi şu. | Open Subtitles | نحن نقوم بذلك من أجل ويلو , السبب الوحيد الذي يجعل ذلك يوم حظك |
| Bunu hastalarımız için yapıyoruz, kendimiz için değil ve bu mutasyonu ne kadar hızlı belirlersek, o kadar iyi olur. | Open Subtitles | نحن نقوم بذلك من اجل مرضانا ليس من اجلنا من الافضل ان تحددي مكان التحول بسرعة |