"içinde değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس في
        
    • ليست في
        
    • ليس خلال
        
    • ليست داخل
        
    Ve uyuşturucu izi de yok, yani buraya taşınmış, ama kafesin içinde değil. Open Subtitles ولا يوجد علامات مخدرات إذاً تم حملها إلى هنا، لكنها ليس في القفص
    Laboratuvarın içinde değil, ve giderek artan bir şekilde Hindistan, Çin, Brezilya, Afrika gibi yerlerde. TED ليس في المختبر، وإنه على نحو متزايد في مناطق مثل الهند والصين والبرازيل وافريقيا.
    Ve büyümenin çoğu şehirlerin içinde değil çevrelerindeki gecekondu semtlerinde oluyor. TED البيئات وأغلب النمو ليس في المدن ولكن في الاحياء الفقيرة التي حواليها
    Şanslı paramı buldum. Kulağımın içinde değil. Open Subtitles انظروا، وجدت عملة الحظ خاصتي إنها ليست في أذني
    Arabanın içinde değil Delegeye kızgın Open Subtitles انها ليست في هذه السيارة أنها هناك مع الوفد
    Sorun pantolonun içinde değil Austin, kafanın içinde. Open Subtitles المشكلة ليست في سروالك يا أوستن، بل في رأسك.
    Üç ay içinde değil ama. Open Subtitles ليس خلال 3 أشهر انتِ لم تتصلى بى وتخبرينى بنفسِك
    Aslında artık sadece izolasyon odasının içinde değil. Open Subtitles فى الحقيقة, انها ليست داخل غرفة الحجز فقط.
    Bir yerde yazılı değil bir sürücü de değil, sanal ağ içinde değil. Open Subtitles ليس مكتوب بمكان ليس على محرك أقراص ليس في سحابة
    - Burada olmalı. - Yok... arabanın içinde değil. Open Subtitles ـ يجب أن يكون في مكاناً ما ـ إنه ليس في السيارة
    Yani ev yüreğinin içinde değil. Open Subtitles حتى لا يتوجبُ عليَّ مغادرتهُ أبداً إذاً, إنَّ المنزلَ ليس في القلب
    Öyleyse neden benim ya da Morris'in kafası taşın içinde değil? Open Subtitles - ثمّ كيف رأسي ليس في الصخرة، أو موريس '؟
    İsa dedi ki, "Tanrının krallığı senin içinde ve çevrendedir, binaların içinde değil." Open Subtitles يسوع قال, السّماء داخلك و أيي حولك, ليس في قصور الخشب و الحجر ."
    Kale içinde değil. Çok uzaklaşamadı. Open Subtitles هي ليست في الحصن ويصعب أن تكون قد ابتعدت كثيراً
    Bu yüzden huzur içinde değil. Open Subtitles هذا هو السبب أنها ليست في سلام
    Tek sorun, bu hareketler McDowd'ın her zaman bulunduğu alan içinde değil. Open Subtitles هذا صحيح تماما. والمشكلة الوحيدة هي , هذه الحركات ليست في McDowd في الأراضي المعروفة.
    Bu kafamın içinde değil. Open Subtitles ليست في رأسي. بوبي , أين أنت ؟
    Her ne oluyorsa, kadın kesinlikle içinde değil! Open Subtitles مهما يحدث، انها بالتأكيد ليست في ذلك.
    Hayır, yarım saat içinde değil, seni kauçuk masalı herif. Open Subtitles كلا, ليس خلال نصف ساعة، أيها المتملق.
    Şey, evet. Fakat dört ya da beş yıl içinde değil. Open Subtitles نعم ، لكن ليس خلال 4 أو 5 سنوات
    Tanrı aşkına, kızlar, delik deliğin içinde değil. Open Subtitles لمحبة الله, يا فتيات الفتحه ليست داخل الفتخه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more