| O yer senin içinde olan bir yer. | Open Subtitles | هذا المكان,إنه في داخلك. |
| Senin içinde olan bir şey. | Open Subtitles | إنه أمر في داخلك |
| Ama içinde olan benim. | Open Subtitles | ولكننب أنا في داخلك. |
| Sodom'un surlarının içinde olan ne varsa Sodom'un surlarının içinde kalır. | Open Subtitles | ما الذي يحدث داخل حدود من أسوار سدوم... ... يبقى ضمن حدود الجدران سدوم. |
| İş dediğin senin içinde olan bir şeydir. | Open Subtitles | والدعوة هو شيء في داخلك. |
| Sodom'un surlarının içinde olan ne varsa Sodom'un surlarının içinde kalır. | Open Subtitles | ما الذي يحدث داخل حدود من أسوار سدوم... ... يبقى ضمن حدود الجدران سدوم. |
| - Neymiş o? Melek Yaratan kafasının içinde olan şeyler tarafından yok edilecek. | Open Subtitles | "صانع الملائكة" سيتدمر بفعل ما يحدث داخل رأسه... |
| [Küçük şey. Büyük fikir.] [Daniel Engber İlerleme Çubuğu üzerine.] İlerleme çubuğu cihazın içinde olan bir şey için bilgisayarda gösterilen bir işaret sadece. | TED | (شيء صغير. فكرة كبيرة.) (دانيال إنبر علي شريط التقدم) شريط التقدم هو مجرد مؤشر علي الحاسوب ويشير إلي أن شيء يحدث داخل الجهاز. |