| Maitlandlar'a giderken telaştan onların ceketlerinden birini almış olmalıyım. Telefon da içindeymiş. | Open Subtitles | لابدّ أنّي أخذتُ أحد ستراتهم التي كان الهاتف في داخلها. |
| "Geliyor musun?" diye sordu, sanki zaten onun içindeymiş gibi. | Open Subtitles | وسألته " هل أنت قادم " وكأنه بطريقه ما كان أصلًا داخلها |
| - Hayır, o da içindeymiş. | Open Subtitles | -لا, لقد كانت داخلها -كانت داخلها؟ |
| - O da içindeymiş. | Open Subtitles | -كانت في داخلها |
| Evindeki şapka kutusunun içindeymiş. | Open Subtitles | انها داخل صندوق القبعات فى شقتة |
| Evindeki şapka kutusunun içindeymiş. | Open Subtitles | انها داخل صندوق القبعات فى شقتة |