Benim gibi adamlar içinse bir gün önceden kalmış balık ezmesi sandviçi. | Open Subtitles | و بالنسبة لشاب مثلي فان المشهد المثالي كان يتجلى بعمل سندويش السمك |
Eski ortağınız olabilir, en yakın arkadaşınız olabilir. Benim içinse o bir şüpheli. | Open Subtitles | قد يكون شريكك السابق، وقد يكون صديقك المقرّب أما بالنسبة لي فهو مشتبه |
Eski sevgiliniz olabilir, en yakın arkadaşınız olabilir. Benim içinse o bir şüpheli. | Open Subtitles | قد يكون شريكك السابق، وقد يكون صديقك المقرّب أما بالنسبة لي فهو مشتبه |
Kurtulmayı başaranlar içinse anne ve babalarının becerilerini öğrenebilecekleri yepyeni bir macera başlıyor. | Open Subtitles | بالنسبة للطيور الصغيرة ،التي تنجح باجتياز الفقمات هناك تحدّيات جديدة تعلّم مهارات آبائهم |
Noel, Amerikalılar içindir. Bizim içinse bir başka iş günü. | Open Subtitles | الميلاد للأمريكان ، أمّا بالنسبة لنا فهو مجرد يوم آخر |
Kimileri içinse, tüm bu yeniden dirilme ve mezardan çıkma fikri, adeta, kötü bir zombi filmi gibi. | TED | لكن بالنسبة للأخرين فكرة البعث كليتًا والإنبثاق خارج القبر غير محتملة تمامًا كفيلم زومبي سيء |
Diğer hayvanlar içinse, YouTube. | TED | أما بالنسبة للحيوانات الأخرى فلدينا موقع يوتيوب |
Sizin içinse daha başka anlamlara gelebilir, daha çok anlam ifade edebilir. | TED | بالنسبة لكم، قد يعني ذلك شيئًا آخر أقوى. |
Erkek içinse bu bir sorun, çünkü işler hiç de böyle değil. | TED | بالنسبة للذكر، على الطرف الآخر، هذه أخبار سيئة. |
Benim içinse mağdurların yüzlerine bakıp söylenecek her şeyi bilmekten ama verecek hiçbir şeyim kalmamasından. | TED | بالنسبة لي، الخدر يأتيني من النظر في وجوه الناجين عندما أعرف كل ما عليَّ قوله ولا أمتلك شيئًا ﻷعطيه. |
Bu onun için bir iş, diğerleri içinse sadece süt. | TED | وهذا يمثّل نشاطا تجاريا بالنسبة لها , لكن الحليب للآخرين جميعا. |
Sizinle benim içinse iyi bir çözüm. | Open Subtitles | ولكن بالنسبة لى و لك انها طريقة جيدة للرحيل |
Ama geri kalanınız için sizinle zamanımı boşa harcamış olduğumu gösterenler içinse sadece şunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | ولكن بالنسبة لبقيتكم أولئك الذين اكتشفوا |
Kabul edelim ki, onun için bir manşetim. Senin içinse bir dava. Ya senin için? | Open Subtitles | دعونا نواجه الأمر ، بالنسبة له ، أنا عنوان رئيسى ، بالنسبة لك إننى قضية |
Hayat benim için çok ağır... senin içinse çok hafif. | Open Subtitles | فالحياة بالنسبة لي ثقيلة بينما عندك خفيفة للغاية |
Aman ne güzel, sizin için bebek demek eğlence ve oyun demek, benim içinse alt değiştirme ve gece beslenmesi demek. | Open Subtitles | طبعاً، بالنسبة إليكم فالطفل يعني مرح ولعب. أما بالنسبة لي، فيعني تغيير حفاضات ورضاعة في منتصف الليل. |
Sizin içinse, şu anda kim olduğunuz çok önemli. | Open Subtitles | بالنسبة لكم, أنها سوف تعتمد على من أنتم الأن. |
Peru yönetimi içinse, korunma altına alınmamış ve geliştirilebilme potansiyeli olan bir arazi. | TED | وبالنسبة لحكومة بيرو، فإنها مجرد مساحة أخرى من الأراضي غير المحمية الجاهزة للتحسين. |
Kimisi içinse benzersiz bir macera... | Open Subtitles | و بالنسبه للبعض الأخر كانت هذه مغامره شيقه |
Geri kalan bizler içinse, beklemekten başka yapacak birşey yoktu. | Open Subtitles | بالنسة لبقيتنا, لم يكن هناك شيء نستطيع فعله سوى الانتظار |
Ama bu onun için lanetin bizim içinse kurtuluşun müjdecisi olacak. | Open Subtitles | لكن هذا سوف يلحق به اللعنة ويجلب لنا الخلاص |
Bazı insanlar için, kontrolü kaybetmek kolaydır. Diğerleri içinse, o kadar kolay değildir. Ama gerçek şu ki, ne kadar çok kontrol etmemiz gerektiğini düşünürsek o şeyler bizi kontrol etmeye başlıyor. | Open Subtitles | عندما لاتحاول التحكم بها لبعض الناس،سهل عليهم ان يفقدو التحكم. وللبعض الاخر،ليس كثيرا ولكن الحقيقه هي |
Aktif hale getirmek içinse. | Open Subtitles | تفجّر القنبلة بواسطة هذه الشيفرة بدل تعطيلها |