"içtiğimi" - Translation from Turkish to Arabic

• أشرب
• كوني ثملة
• أحتسيت
• أشربه
• أشربُ

Ama police burada içtiğimi bilmiyor. Hadi bitirelim şu işi.
هذا حتى لا تعرف الشرطة أنني هنا أشرب فلنفعل هذا

Kimle içtiğimi boş ver senin dışında, onlardan biriyle yatmam.
مهما كان من أشرب معه، لن أنام مع رجل سواك.

İçtiğimi biliyordu. Nerede, kiminle olduğumu bilmiyordu.
لقد علم أنى كنت أشرب الخمر لكنه لم يعلم أين كنت ولا مع من كنت

Aslında çok içtiğimi ve ertesi gün korkunç derecede akşamdan kalma olduğumu hatırlıyorum.
أتذكر كوني ثملة للغاية وإني أصبت بصداع رهيب في اليوم التالي

Ve eminim çocuklar siz de benim bu aralar çok fazla viskili çay içtiğimi düşünüyordunuz.
أنتم يا رفاق تخالون إنني أحتسيت .. أبريق من الجعة

Sakın açmayı deneme. Ne içtiğimi bilmek istiyorum.
ولا تتجرأ و تفتحها أريد معرفة ما الذي أشربه

Çok fazla içtiğimi düşünüyor bu yüzden bırakıyorum ben de.
يعتقد إنني أشربُ كثيراً، ولذلك أنا أقلع عنهُ.

İnsanlar sadece cadı olduğum için kan içtiğimi çocukları kurban ettiğimi, şeytana taptığımı sanıyorlar.
لا,اللعنه.الناس تعتقد أننى أشرب الدم وأقتل الأطفال وأننى أعبد الشيطان لمجرد أنى أؤمن بالسحر

Su içtiğimi gördüğün küçük pınar var ya.
فى وسط الغابة حيث إلتقينا ؟ النبع الصغير الى رأيتنى أشرب منه ؟

Karım bunu içtiğimi görse canıma okurdu.
ستضربنى زوجتى لو رأتنى مرة أشرب واحدة منها

O ısmarladığı için ne içtiğimi hatırlamıyorum.
لا أعلم كم كان يجب علي أن أشرب لأنه كان يطلب لي , طبعاً

Dün gece ne içtiğimi düşündüm de, mobilya cilası mı?
لقد فكرت، ماذا كنت أشرب الليلة الماضية ؟

Çok fazla içtiğimi düşünüyor, ama asıl çok içen babası-
تعتقد انني أشرب كثيراً .. لكن والدها الذي هو

Çarşamba günü içtiğimi nişanlıma söyleme.
لا تخبر خطيبتي بأنني أشرب في يوم الإربعاء

Bütün gece içtim barmen ne kadar içtiğimi biliyor.
كنت أشرب طوال الليل فريق الحانة شاهدني أخرج

Bir barda oturmuş, harika bir grubun romantik bir şarkı çaldığını ve şampanya içtiğimi hayal etmişimdir.
سأكون جالساً في بار استمع لفرقة موسيقية عظيمة تعزف أغنية رومانسية أشرب الشمبانيا

Bana içki içtiğimi söylediler, ama içmiyordum.
وقالوا انّني كنتُ أشرب الكحول، لكنّني لم أشرب.

O kadar içtiğimi sanmıyordum.
لا أعتقد أنني أحتسيت بهذا القدر!

Tanrıya şükür. Sabah sabah içtiğimi zannediyordum.
حمداً لله، ظننتُ أنّي كنتُ أشربُ الكحول في الصّباح.