| Ama çok iyi bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | لكنّه يقوم بعمل أكثر من رائع هنا على الرغم من ذلك لحظة ،ارجعي لما قلته |
| Görünüşe göre yardımcısı olmadan oldukça iyi iş çıkarıyor. | Open Subtitles | ويبدو أنه يقوم بعمل جيد بدون فريق المساعدة |
| İyi iş çıkarıyor. | Open Subtitles | كلا ، إنه يقوم بعمل رائع إنه يحضر بعض الخمر ثم |
| Hadi ama. Kızın iyi iş çıkarıyor. Shep onu sabah programı yapımcılığına getirdi. | Open Subtitles | هيا إنها تقوم بعمل جيد شيب يوظفها كمساعدة إنتاج |
| Holly iyi iş çıkarıyor, ama onun kendi aile şirketi gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | وانها تقوم بعمل رائع, كما لو كان عمل عائلي |
| Şuben son zamanlarda harika iş çıkarıyor Ve satış ekibinin kaydettiği rakamlar çok çok iyi. | Open Subtitles | فرعك قد قام بعمل رائع مؤخرً و موظفو المبيعات قاموا ببيع أرقام جداً عالية |
| İyi iş çıkarıyor ama bu raporlarda bir şey eksik gibi gözüküyor sakladığı bir şey. | Open Subtitles | ؟ لقد قام بعمل جيد ولكن هناك شيء في تقاريره |
| Ödünç alınan bir kol için, oldukça iyi iş çıkarıyor. | Open Subtitles | بما أنها اقترضت ذراع شخص آخر إنها تبلي بلاءا جيدا |
| Adam inanılmaz bir iş çıkarıyor çalışmamak için. | Open Subtitles | الرجل يبلي بلاءاً عظيماً... في البطالة... |
| Babam bana, adaylığını koymanın iyi olup olmayacağını sordu, ...ben de ona evet dedim, çünkü benimle ilgilenerek çok iyi bir iş çıkarıyor umuyorum ki herkesle ilgilenerek de çok iyi işler çıkaracak. | Open Subtitles | لقد سألني والدي إن كنت جاهز للإدارة فقلت أجل لأنه عمل جيد أن يهتم بي أظنه يقوم بعمل رائع |
| - Bence Kennedy iyi bir iş çıkarıyor. - İnsan hakları konusunda evet. | Open Subtitles | أعتقد ان كينيدي يقوم بعمل جيد في الحقوق المدنية، نعم |
| Dışardaki o kişi beni tanıyor, ve bunu bana karşı kullanmakta oldukça iyi bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | وهناك شخص ما بالخارج يعرف هذا عني، وهو يقوم بعمل رائع باستخدام ذلك ضدي |
| En yüksek dereceyle mezun olmuş. Yerini doldurma konusunda mükemmel bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | تخرّج بأعلى درجات الشرف، كان يقوم بعمل مذهل في شغل المنصب مؤقتاً، أقصد... |
| İyi iş çıkarıyor, değil mi? | Open Subtitles | أنه يقوم بعمل جيد , أليس كذلك ؟ |
| Hayır, çok iyi iş çıkarıyor. | Open Subtitles | لا, إنه يقوم بعمل جيد |
| - Evet, iyi iş çıkarıyor. - Gemi 3 berbattı. | Open Subtitles | نعم تقوم بعمل رائع طعام السفينة 3 كان مريعا |
| Özel Ajan Biye gizli kimliğimi korumak için olağanüstü iş çıkarıyor. | Open Subtitles | العميلة الخاص بلاي تقوم بعمل رائع لحماية غطائي |
| Bütün bunları idare etmede iyi iş çıkarıyor. | Open Subtitles | قام بعمل رائع بتعامله مع كل هذا. |
| Hans Christian Thorsen son dönemde iyi iş çıkarıyor. | Open Subtitles | تورسن قام بعمل جيد مؤخرا |
| - Harika iş çıkarıyor. | Open Subtitles | انها تبلي بلاءا رائعا |