| Sadece bir iş adamı. Ve arada sırada kullanışlı olabiliyor. | Open Subtitles | إنه رجل أعمال ,ذلك كل شئ ونوعا ما مفيد لنا |
| Hiçbir iş adamı hesap defterlerini açmak istemez, özellikle de 43 trilyonu varsa. | Open Subtitles | الآن، لايوجد رجل أعمال يريد فتح كتبه خاصة ؤجل ب 43 مليار دولار. |
| 50 yaşında bir iş adamı artık iş yerinde iş arkadaşları yokmuş gibi hissettiğinden yakındı. | TED | رجل أعمال في الخمسين من عمره اشتكى لي أنه يحس أنه لم يعد لديه زملاء في العمل. |
| Bir iş adamı olarak böyle önemli bir fırsatı kaçıracak kadar aklını kaybetmiş. | Open Subtitles | انه رجل اعمال مهتم بحزنه لدرجة انه جعل صفقة مهمة تمر من امامه |
| Sonuç olarak, iş adamı olan bir baba için zorluklara dayanıklı olan MBA kızı olması düşüncesi bile dayanılamayacak kadar güzeldir. | TED | وكنتيجة، الأب رجل الأعمال سوف يحب فكرة أن ابنته الحاصلة على أستاذية إدارة الأعمال لديها رؤى صلبة |
| Başarılı bir iş adamı, önüne hiçbir şeyin çıkmasına izin vermez. | Open Subtitles | رجال الأعمال الناجحين لا يسمحون . لأي شيء بأن يقف بطريقكم |
| Ama 80lerin sonlarına doğru girişimci bir iş adamı geldi ki o Ron Norick adlı vali oldu. | TED | لكن مع نهاية الثمانينات جاء رجل أعمال مغامر الذي أصبح العمدة، اسمه رون نوريك. |
| Bu genç adam bir politikacı değildi, bir iş adamı değildi, bir insan hakları savunucusu veya dini bir lider değildi. | TED | لم يكن هذا الشاب سياسيًا لم يكن رجل أعمال أو ناشطًا للحقوق المدنية أو قائد لمعتقد ديني. |
| Artık öyle değil. Zengin olmak istiyorsan, iş adamı olursun. | TED | تعرفون، ليس بعد الآن. إن أردت أن تصبح غنيا، كن رجل أعمال. |
| Bir iş adamı için çok şiirselsin. | Open Subtitles | تبدو شاعرياً بشكل غير عادى على أن تكون رجل أعمال |
| Saygın bir iş adamı ve şehrin önde gelenlerinden. Belediye başkanı, onu Kraliçeyi Karşılama Komitesinin başına getirdi. | Open Subtitles | رجل أعمال محترم وزعيم مدنى كان سيترأس لجنة إستقبال الملكة |
| Kodaman bir iş adamı. Onu televizyonda haberlerde gördüm. | Open Subtitles | رجل أعمال كبير رأيته بنشرات الأخبار في التلفزيون |
| Evet burası bir işyeri, ama ben iş adamı değilim. | Open Subtitles | أجل، هذا مكتب عمل ولكني لست رجل أعمال بالضرورة. |
| İş adamı, Cleveland, moral bozukluğu ve sonra yemek. | Open Subtitles | حسناً فهمت رجل أعمال , كليفلاند , إكتئاب , ثم نأكل |
| Dünya ne hale gelmiş bir iş adamı, kendi malını geri almak için para ödemek zorunda kalıyorsa. | Open Subtitles | عندما يجب على رجل أعمال أن يدفع ليرجع بضاعته الخاصة؟ |
| Tabi. Kurşungeçirmez limuzinde dolaşan sıradan bir iş adamı? | Open Subtitles | رجل اعمال عادى يركب سياره ليموزين مضاده للرصاص |
| Tabi. Kurşungeçirmez limuzinde dolaşan sıradan bir iş adamı? | Open Subtitles | رجل اعمال عادى يركب سياره ليموزين مضاده للرصاص |
| Bu anı hatırladınız mı? Sizler yakışıklı genç delikanlı olacaksınız ve ben de bilge iş adamı olacağım. | TED | أنتم الشباب ستكونون الشاب الصغير الوسيم، وأنا سأكون رجل الأعمال العاقل. |
| Sudanlı iş adamı Mo İbrahim gibi Pan-Afrikalı devler yaratmak için yatırım yapalım. | TED | دعونا نستثمر في بناء عمالقة أفريقيا مثل رجل الأعمال السوداني مو إبراهيم. |
| Her iş adamı gibi, her şey için kabahati bende bulurlar. | Open Subtitles | أنا اتهم من كل شيء مثل جميع رجال الأعمال |
| Hey, emlakçı kadının yalnız bir iş adamına kiralık ev gezdirmesi oyununu oynayalım mı? Belki de iş adamı emlakçı kadını önce pahalı, romantik bir akşam yemeğine çıkarır. | Open Subtitles | تَعرض الشقة على رجل اعمال وحيد ليستأجرها ؟ ربما رجل الاعمال يأخذ سيدة العقارات |
| Bakın efendim, iş adamı olmamız vatansever olmadığımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | حسنا,سيدي ليس لأننا رجال اعمال لا يعني أننا لسنا وطنيين |
| Ayrıca alışverişlerde hep fişini al. Böylece seni iş adamı falan zannederler. | Open Subtitles | ودائماً أحصل على الفواتير، ذلك يجعلك تبدو كرجل أعمال |
| O Dehradun ailesinin kızı, ünlü iş adamı İnder Malhotra'nın kızı. | Open Subtitles | وهي الإبنة لرجل الأعمال المشهور، إندر مالهوترا |
| İş adamları hâlâ iş adamı gibi davranıyor ama ortada bir iş yok. | Open Subtitles | رجال الاعمال يتصرفون كرجال اعمال.. لكن بلا اي عمل |
| Babam babasını kaybettiğinde 5 yaşındaymış fakat doğduğum zaman çoktan iş adamı olmuştu. | TED | كان والدي في الخامسة من عمره عندما توفّي والده، ولكن بحلول الوقت الذي وُلدت فيه، كان قد أصبح رجل أعمالٍ. |
| Ve bir iş adamı olmak için, bir azizi yakman gerekir. | Open Subtitles | و لكي تُصبحَ رجُل أعمال عليكَ أن تَحرقَ قِديساً |
| O bir asker, bir öğretmen... ...bir politikacı, bir belediye başkanı... ...ve bir iş adamı oldu. | TED | لقد كان جندي, معلم, سياسي, نائب محافظ ورجل أعمال. |
| Başarının sembolü, süper yıldız, sporcu, iş adamı... | Open Subtitles | الذي يعتبر نجماً، ورمز للنجاح الرياضي، ورجل الأعمال.. |
| Başarılı bir iş adamı gelip, bize başarıyı ve dünyada nasıl iz bırakılacağını anlatacaktı. | Open Subtitles | لأن عازف طبول مع فريق غنائي شهير كان آتيا ليحكي لنا عن نجاحاته و كيفية التأثير في العالم |
| Neyin var senin? Ağırbaşlı bir iş adamı olman gerekiyor. | Open Subtitles | عليك التصرف كرجال الأعمال |