| Ne yaptığımızı iş işten geçinceye kadar fark etmeyeceğini umuyorum. | Open Subtitles | أراهن أنه لن يكتشف ما نفعله إلا بعد فوات الأوان |
| "Sanki hikâyenin bana anlatılmayan başka kısımları var ve iş işten geçmeden benim bu kısımları öğrenmem gerekiyormuş gibi." | Open Subtitles | كما لو أنك هناك أجزاء بالقصة لا أسمعها و أريد أن أعرف ما هي تلك الأجزاء قبل فوات الأوان |
| Sana âşık olduğunu anlayana kadar, iş işten geçmiş olur. | Open Subtitles | ولن يُدرك أنّه سقط في حبّكِ إلّا بعد فوات الأوان. |
| Bir şey bulamazdı gerçi. Fakat iş işten geçti. | Open Subtitles | ليس وكأنّه كان سيجد أيّ أدلّة، لكن كانت تلك نهاية مسعاه. |
| İş işten geçti diye düşünsen de elini çabuk tutup bir şeyler yapmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تفعل الأمر في الحال عندما تفكّر أنّ الأوان قد فات |
| Ne bileyim, iş işten geçmemiş olursa anlaşmaya falan çalışalım mı? | Open Subtitles | لا أدري، أفكّر بأنّه إذا لم يفُت الأوان أينبغي أن نسعى لعقد ما يشبه صفقة معهم؟ |
| İş işten geçtikten sonra yaptığın hataları anlamak çok kolay. | Open Subtitles | لطالما كان إدارك خطأك بعد فوات الآوان أمراً سهلاً .. |
| Demek istediğim, iş işten geçmeden bir şey yapalım. | Open Subtitles | علينا الأستفادة من الوضع قبل فوات الأوان |
| Bunu bilseydim yargıç olurdum. İş işten geçinceye kadar bunu bilemeyiz. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف الجواب لأصبحت قاضياً فهم لا يخبروننا إلاّ بعد فوات الأوان |
| İş işten geçmeden füzeyi fark edemez! | Open Subtitles | حتى لا يلاحظ الصاروخ الكبير إلا بعد فوات الأوان |
| Roketlerini gönder. İş işten geçmeden füzeyi fark edemez! | Open Subtitles | أقصفه بصواريخك حتى لا يلاحظ الصاروخ الكبير إلا بعد فوات الأوان |
| Çok küçük yaşlarımda iş işten geçmişti. | Open Subtitles | في وقت مبكر جدا في حياتي بعد فوات الأوان |
| Neden bu insanları hep iş işten geçtikten sonra, öldükleri zaman buluyoruz? | Open Subtitles | لماذا دائما نكتشف عن هؤلاء الناس ، عند فوات الوقت عندما يموتون ؟ |
| Ama iş işten geçmeden onları göremeyiz. | Open Subtitles | .لكننا لن نعرف عن وجودها شيء إلا بعد فوات الآوان |
| Tabii, eğer etmişsen, iş işten geçmeden bilmem mümkün değil. | Open Subtitles | بالطبع إن كنت قد فعلت ذلك ، فلن أدرى بأى شئ إلا بعد فوات الأوان ، أليس كذلك ؟ |
| Bir şey bulamazdı gerçi. Fakat iş işten geçti. | Open Subtitles | ليس وكأنّه كان سيجد أيّ أدلّة، لكن كانت تلك نهاية مسعاه. |
| Genellikle sorun şöyle oluyor, ...kurbanlar gerçekte neler döndüğünü anlayana kadar iş işten geçmiş oluyor. | Open Subtitles | حسناً. حسناً، إليك الأمر، في الوقت الذي تدرك فيه الضحايا ما حدث، يكون الأوان قد فات |
| Ne bileyim, iş işten geçmemiş olursa anlaşmaya falan çalışalım mı? | Open Subtitles | لا أدري، أفكّر بأنّه إذا لم يفُت الأوان أينبغي أن نسعى لعقد ما يشبه صفقة معهم؟ |
| Sıkıyönetim ilan ettiklerinde ise iş işten geçmişti. | Open Subtitles | اخيرا اعلنوا حالة التأهب العسكري كان الوقت قد تاخر |
| Çoğu zaman, bir konuda yanıldığımızı farkettirecek hiç bir içsel ipucumuz olmaz, iş işten geçene kadar. | TED | غالباً نحن لا نملك اي دليل داخلي يدلنا على اننا مخطئون تماماً حيال امر ما حتى يفوت الوقت قد فات على إصلاح ذلك تماماً |