| O da işe yaramazın tekiydi. Doğru dürüst öpmesini dahi bilmiyordu. | Open Subtitles | لكن كان عديم الفائدة لم يكن بإستطاعته أن يقبل بطريقة جيدة |
| Asla. Kendi başına dava bile kazanamıyorsun, işe yaramazın tekisin. | Open Subtitles | مستحيل، لا يمكنك ربح قضية لوحدك أنت عديم الفائدة |
| Sen de yüze gülen işe yaramazın tekisin, değil mi? | Open Subtitles | أنت قطيعيّ لعين عديم الفائدة, ألست كذلك؟ |
| Sen işe yaramazın tekisin! | Open Subtitles | أنت قملة حقيرة |
| Madara'nın planına karşı gelen işe yaramazın teki. | Open Subtitles | .إنه خائن عديم الجدوى قام بمُعارضة خُطة مادارا |
| Beni tanımasına gerek yok. İşe yaramazın biriyim. | Open Subtitles | أنت لا تريد التعارف عليّ فأنا مثبطة نوعاً ما |
| İşe yaramazın tekiyim. | Open Subtitles | أَنا عديم الفائدةُ. |
| Ayrıca adam işe yaramazın teki. Ve çok kötü kokuyor, Charlie. | Open Subtitles | -و فوق كل هذا إنه عديم الفائدة و رائحته كريهة أيضا |
| Çünkü işe yaramazın tekiyim, acizim, boş hırslarla kuyumu kazdım beyhude aşklarla. | Open Subtitles | هذا لأنني عديم الفائدة وعاجز وتملؤني الطموحات والعلاقات الفاشلة. |
| Baban ne ninjutsu ne de genjutsu yapabilen hatta taijutsuda bile o kadar iyi olmayan işe yaramazın teki. | Open Subtitles | إنَّ أباك عديم الفائدة ،والذي ليس باستطاعته استخدام النينجيتسو والقينجيتسو .ولايمكنه حتى استخدام التايجيتسو بشكلٍ جيد |
| İşe yaramazın tekidir ama harika bir doktordur. | Open Subtitles | إنه في العادة عديم الفائدة لكنه مفيد جداً كطبيب |
| Çünkü işe yaramazın tekisin seni su katılmamış aptal! | Open Subtitles | لأنّك عديم الفائدة تمامًا، أيها الغبي الأبله! |
| Sana göre nasıl olsa bir şey yapmıyorum eğer Amerika'ya gelip boş boş dolaşırsam işe yaramazın teki gibi hissederim. | Open Subtitles | على أي أنت تشعرين أنني لا أفعل أي شيء لو ذهبت إلى أمريكا معك واستمتعت حتى أنني سأشعر بأنني عديم الفائدة! |
| Muhtemelen değilsin. Kibirli olduğun gibi işe yaramazın da tekisin. | Open Subtitles | ربما لا، لإنك عديم الفائدة ومتعجرف |
| Sen işe yaramazın tekisin! | Open Subtitles | أنت قملة حقيرة |
| Aslında işe yaramazın biri. | Open Subtitles | إنه عديم الجدوى حقا |
| Veremiyor, işe yaramazın teki. | Open Subtitles | أجل إنّه عديم الجدوى |
| Judith'i kafana takma. İşe yaramazın biridir. | Open Subtitles | لا تقلق من "جوديث" فهي مثبطة |
| İşe yaramazın tekiyim. | Open Subtitles | أَنا عديم الفائدةُ. |