| Ama istediğim zaman gidebilirim. Bunun gönüllü işi olduğunu söylemiştiniz. | Open Subtitles | لكن يمكنني أن أخرج متى شئت أنت قلت أنه عمل تطوعي |
| Babanla yapması gereken acil bir işi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ـ أخدك؟ لقد قال أنه عمل مستعجل, أمر ما يتعلق بأبيك. |
| Bak, senden bu gece yaptığım işin Tanrının bir işi olduğunu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | انظري ، فقط أريدكِ أن تفهمي أن عملي هنا الليلة هو عمل الرب |
| Her zaman profil çıkarmanın takım işi olduğunu söylerdim, ama bu değil. | Open Subtitles | اعرف انني دائملا أعطي محاضرات عن ان التحليل هو عمل مشترك لكن هذه القضية ليست كذلك |
| Orada ne işi olduğunu dahi hatırlayamıyor gibiydi. | Open Subtitles | تقول أنها لاتستطيع تذكر ماذا كانت تفعل في الخارج حتى |
| Aslında, telgrafhanede bir işi olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | حسناً، اعتقدت أن لديه عمل في مكتب البرقـيات. |
| Burada ne işi olduğunu hâlâ anlayabilmiş değiliz. | Open Subtitles | و لا نعلم فعلاً من هو من بين الـ 6 المشتبـه بهم بعد |
| Bunun, ülke karşıtı bir direniş gurubunun işi olduğunu duyuracağız. | Open Subtitles | سأقدم تقريراً بأن ذلك كان بفعل جماعة مقاومة تقف ضد الجمهورية |
| Tuvaletlerin olmayışı, apartheid'in tamamiyle erkek işi olduğunu gösteriyor. | TED | ومن هذا يبدو أن الفصل العنصري كان عمل الرجال بالكامل. |
| Öğleden sonra arayıp bir işi olduğunu ve geç döneceğini söyledi. | Open Subtitles | اتصل عصر ذلك اليوم و قال بأنّ لديه أعمالاً و سيحضر للمنزل متأخراً |
| Şeytan işi olduğunu kabul etmeden önce daha din dışı sebepleri elememiz gerekmez mi? | Open Subtitles | قبل أن نتقبل أنه عمل شيطاني, أليس علينا في البداية أن نستبعد الفرضيات الأخرى؟ |
| Basına hiç açıklama yok ki bu beni düşündürüyor... hükümetin gizli bir işi olduğunu. | Open Subtitles | ولم يدل بأي تعليقات للصحافة ما يدفعني للظن أنه عمل حكومي سري |
| Bir seri katilin işi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد أنه عمل قاتل متسلسل |
| Şimdi bana bunun sadece küçük Don Segetti'nin işi olduğunu söyleme. | Open Subtitles | لا تقل لي أنك تظن أن كل هذا هو عمل "دون" سيجريتي الصغير |
| Çocuk doğurmanın Tanrı işi olduğunu düşünürler. | Open Subtitles | يظنون ان حمل الأطفال هو عمل الآلهه |
| Bunu kanıtlayamam ama içimden bir ses bunun Kelly Nieman'ın işi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لا يمكنني إثبات ذلك، لكن إحساسي يقول أن هذا هو عمل (كيلي نيمان) |
| Wendy'nin mali durumunda, nakit olarak neden dört bin dolara ihtiyaç duyduğunu açıklayacak hiçbir şey yok ama bu şehirde ne işi olduğunu çözmüş olabilirim. | Open Subtitles | ليس هناك شيء في بياناتها الماليّة تُفسّر حاجتها لأربعة آلاف نقداً، لكن ربّما اكتشفتُ ما كانت تفعل في المدينة. |
| Summer Edgecombe'un orada ne işi olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما كانت تفعل (سمر إيدجكومب) هناك. |
| Geri dönmeye karar verirse bir işi olduğunu bilecekti. | Open Subtitles | تخيلت اذا قام بتغيير رأيه فيعرف أن لديه عمل بأنتظاره |
| Geri dönmeye karar verirse bir işi olduğunu bilecekti. | Open Subtitles | تخيلت اذا قام بتغيير رأيه فيعرف أن لديه عمل بأنتظاره |
| Burada ne işi olduğunu hâlâ anlayabilmiş değiliz. | Open Subtitles | و لا نعلم فعلاً من هو من بين الـ 6 المشتبـه بهم بعد |
| Bütün bunların bir manyağın işi olduğunu açıklamalıyız. | Open Subtitles | أو لتشرح أن هذا العمل كان بفعل رجل مجنون |
| Bunun şeytanın işi olduğunu var sayarken yanılmışım. | Open Subtitles | و أنا كنت مخطئاً لإفتراضي بأنه كان عمل الشيطان |
| Avukatı kumarhanede bir işi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | محاميه قال بأنّ لديه بعض الأعمال بالملّهى. |