| İşini iyi yapıyorsun, o yüzden ortalıkta olmaman büyük bir sorun olacaktır. | Open Subtitles | أنت تقوم بعمل جيد و سوف تكون مشكلة كبيرة إذا لم تكن هنا |
| Bunu anlarım çünkü işini iyi yapsaydı... ..şu an oda inanılmayacak kadar kokuyor olmazdı hala. | Open Subtitles | إنها لا تقوم بعمل جيد فعلاً لأن رائحة مكتبي لاتزال خانقة |
| Belden aşağısı tutmadığından işini iyi yapıp yapmadığını asla anlayamıyorsun. | Open Subtitles | إنه مشلول من أسفل الخصر لذا لا تعلم أبداً إذا كنت تقوم بعمل جيد |
| İşini iyi yapıyorsun, biraz kafein iyi gider dedim. | Open Subtitles | حسنا،انت تقوم بعمل رائع و حسبت بأنك تستطيع الاستفادة من الكافيين |
| İşini iyi yapman her zaman takdiri hakettiğin anlamına gelmez. | Open Subtitles | في نقطة ما , آمل أن تشرق عليك ببساطة القيام بعملك جيداً أمر لا يستحق الثناء |
| Bütün olayın işini iyi yapmak olmadığını anlamıyor. | Open Subtitles | لا يفهم بأن القيام بعمل جيد ليس الوظيفة بأكملها |
| İşini iyi yapıp yapmadığı konusunda ne düşündüğümü öğrenmek istedi. | Open Subtitles | انه يريد أن يعلم اذا كنت أعتقد أنه يقوم بعمل جيد |
| Kapı parçalandığında yüzümüze sıçrayan cam kırıklarını saymazsak, adam işini iyi yaptı. | Open Subtitles | باسثناء الوجه المليء بالزجاج عندما انهار الباب أخيراً قام بعمل جيد |
| Görünüşe bakılırsa kocan işini iyi yapıyor. | Open Subtitles | يبدوا أن زوجك يقوم بعمل جيد.. انه متفان في عمله |
| Onun işini iyi hallettin. Başkana seçimi kazandırmaktan bahsediyorum. | Open Subtitles | لقد قمتِ بعمل جيد لصالح الرئيس |
| - İşini iyi yapsın diye, sessiz ol. | Open Subtitles | للقيام بعمل جيد ، والحفاظ على الهدوء |
| Ve vekillerine nasıl diyorlar; "İşini iyi yap yoksa yerine başkasını koyarım!" | Open Subtitles | وكيف يقولون لممثليهم "قم بعمل جيد أو سنستبدلك بأي أحد آخر" |
| Lynette, Claire'in işini iyi yaptığını görünce rahatladı. | Open Subtitles | ارتاحت (لينيت) عندما رأت (كلاير) تقوم بعمل جيد |
| İşini iyi yaptı. | Open Subtitles | إنها قامت بعمل جيد |
| Gerçekten bu çember işini iyi hallettin, bunlar mükemmel oldu. | Open Subtitles | (مارا ),لقد قمت فعلاً بعمل جيد برسم هذه الدوائر أعني إنها تبدو رائعة |
| İşini iyi yaptığın için bence. | Open Subtitles | لأنك كنت تقوم بعمل جيد جداً. |
| İşini iyi yapıyorsun. | Open Subtitles | . قُمتِ بعمل جيد |
| İşini iyi yapıyorsun, Adayım. | Open Subtitles | تقومين بعمل رائع بهذه البدلّة ياأيتها المرشحة. |
| Gerçekten işini iyi yapıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ بالفعل تقومي بعمل رائع معه |
| Önemli değil, evlat. İşini iyi yaptığın için bir teşekkür. | Open Subtitles | لا بأس شكراً على القيام بعملك جيداً |
| Zayıflar da var burada. İşini iyi yapıyorsun demek. | Open Subtitles | لديكِ بعض النحفاء هنا تقومين بعمل جيّد مع هذه المجموعة |
| İşini iyi yaptın. | Open Subtitles | أنت عَمِلتيَ شغلَكَ حَسناً. |