| Hakimin soğuk ve sert bir şekilde işlemediğim bir suç için aldığım cezayı telaffuz ettiği, soğuk bir Perşembe sabahı. | TED | أتذكر هذه الوجه الصارم للقاضية وهي تعلن الحكم ضدي في صباح يوم الخميس، هذا اليوم القاسي لجريمة لم أرتكبها. |
| İşlemediğim bir suç için hapis yattıktan sonra. | Open Subtitles | ! بعد أن أقضي فترة عقوبة لجريمة لم أرتكبها |
| İşlemediğim bir suç yüzünden beni öldürecekti. | Open Subtitles | أراد إعدامي لجريمة لم أرتكبها |
| İşlemediğim bir suç üstüme kalana kadar en iyi ajan bendim. | Open Subtitles | كنت أفضل عميل حصلوا عليه من قبل حتى لفّقوا لي تهمة جريمة لم أرتكبها |
| İşlemediğim bir suç için pişmanlık duyamam. | Open Subtitles | ليس بإمكاني النّدم على جريمة لم أرتكبها. |
| Ama işlemediğim bir suç için hapse girmeye hiç niyetim yok. | Open Subtitles | ولكنني لن أذهب للسجن بسبب شيء لم أفعله |
| Ve bende işlemediğim bir suç için pişmalık duyamayacağımı söyledim. | Open Subtitles | ولن أقول أنني نادم على شيء لم أفعله |
| İşlemediğim bir suç yüzünden beni öldürecekti. | Open Subtitles | أراد أن يعدمني على جريمة لم أرتكبها |
| Beni o uçağa bindirip, uğruna idam edileceğim, işlemediğim bir suç yüzünden geri göndereceksin yani... | Open Subtitles | وضعي في تلك الطائرة، و إعادتي لأحاكم على جريمة لم أرتكبها و ربما سأعدم لـ... |
| İşlemediğim bir suç yüzünden. | Open Subtitles | نظير جريمة لم أرتكبها |