| Bu, sadece bir işti. Şahsi bir şey değil. Bilirsin, yani... | Open Subtitles | كانت مجرّد وظيفة لم تكن مسألة شخصيّة لعبتُ دوري، ارتجلتُ قليلاً |
| - İyi işti, Bay Gambini. - Teşekkürler. | Open Subtitles | ــ أحسنت صنعاً يا سيد غامبيني ــ شكراً لك |
| İyi işti Brian. Endişelenme, bunu atlatmana yardımcı olacağım. | Open Subtitles | عملٌ جيد يا براين، لا تقلق سأساعدك في هذا |
| Oldukça kurnazca ama riskli bir işti. | Open Subtitles | لقد كان عملا محفوفا بالمخاطر ويحتاج إلى ذكاء |
| Çok iyi işti beyler. Biralar benden. | Open Subtitles | أحسنتم صنعًا يا قوم، سأدفع حساب الجعّة |
| İyi işti millet. Yaklaşıyoruz. | Open Subtitles | ،أحسنتم عملًا جميعًا نحنُ نقترب من حل القضية |
| Kültür Devrimi'nde hayatta kalmayı başardıktan sonra, onlar kesinlikle mutluluğa giden tek bir yol olduğuna körü körüne inanıyorlardı: bu da güvenli ve dolgun maaşlı bir işti. | TED | بعد نجاتي من الثورة الثقافية ، اعتقدا وبشده أنه يوجد طريق واحد للسعاده : وظيفة امنة براتب جيد. |
| Bak, lütfen bundan hoşlandığımı sanma. Tek istediğim bir işti. | Open Subtitles | أرجوكِ ، لا تعتقدي أننى أستمتع بهذا كل ما أردته هو وظيفة |
| Sağ olun, hanımefendi. Ole Miss hayalimdeki işti. | Open Subtitles | اشكرك يا سيدتي جامعة ميسيسيبي هي وظيفة حياتي |
| İyi işti, millet. Siz olmasanız yapamazdım. | Open Subtitles | أحسنتم صنعاً يا رفاق لن أتمكن من فعلها بدونكم. |
| Pekala,iyi işti kızlar,Aferin. | Open Subtitles | .حسناً، أحسنتن صنعاً يا فتيات .أحسنتن صنعاً |
| Ne çağrıydı ama. İyi işti, beyler. | Open Subtitles | يا له من إنقاذ , أحسنتم صنعاً , أيها السادة |
| İyi işti bugün. Böyle devam et. | Open Subtitles | أنت , عملٌ رائع اليوم , واصل العمل الجيد |
| - İyi işti millet. Neredeyse hiç hasar yok. | Open Subtitles | عملٌ جيدٌ يا رفاق, لم يكنْ هنالكـَ أضرارٌ تُذكَر |
| Pekâlâ, iyi işti, çocuklar. Şimdi ikinci aşamanın zamanı. | Open Subtitles | حسناً، عملٌ رائع يا رفاق حان وقتُ الخطوة الثانية |
| İyi işti dedektif. Beraber hakladık. | Open Subtitles | كان عملا جيدا أيها المحقق لقد قبضنا عليهم |
| İyi işti. Hey. - Nasıl gidiyor? | Open Subtitles | .أحسنت صنعًا كيف كان الوضع - جنوني كالعادة - |
| Bara giderdim. İyi, dürüst bir işti. | Open Subtitles | وأنا كنتُ أدير حانة، كان عملًا طيّبًا مُحترمًا. |
| Sıçanlarla işim bitti. Bu şimdiye kadar bardaki en berbat işti! | Open Subtitles | انا انتهيت من امور الفئران هذا يعتبر اسواء عمل في الحانة |
| Zor işti ama sizinle çalışmaktan memnun oldum. | Open Subtitles | هذا كان شغل جهنمي لكني تمتعت حقا بالعمل معكم أنتم الثلاثة |
| Bu sırada, Jay ve Neil'i zaptetmek iyi bir işti çünkü işin ucunda Hollandalı bir kız vardı. | Open Subtitles | في هذه الأثناء, أحسن جاي و نيل صنعا عندما لفوا كمومهم إلى للأسفل لأنه كانت هناك فتاة هولندية بلا أية تحفظ |
| Mükafatlık bir işti. Sağolun, hepiniz harikaydınız. Teşekkür ederim hepinize. | Open Subtitles | إنه العرض الذي سيفوز بجائزة العروض شكراً لك، لقد قمت بعمل رائع، أشكرك |
| İyi işti, Eric. | Open Subtitles | ذلك عملُ لطيفُ، إيريك. |
| Solcu liberal bir üniversite profesörü için cidden berbat bir işti. | Open Subtitles | .. كان عملاً لايُستهان بِه . من أستاذ جامعةٍ يساري ليبرالي |
| - Camila, benim. İyi işti. Her şey planladığım gibi gidiyor. | Open Subtitles | لقد أبليت بلاءً حسناً، كل شيء يسير حسب ماخططتُ له. |
| Bu bir strikedı. Harikaydın! - İyi işti! | Open Subtitles | اصبحتي محترفة , أحسنتي |
| İyi işti, dostum. Sana o hergeleyi yakalayacağımızı söylemiştim. | Open Subtitles | أحسنت عملاً يا رجل أخبرتك بأنّنا سننال من ذلك الوغد الـ... |