| Aklıma gelmişken geçen gün seninle girdiğimiz iddiayı hatırlıyor musun? Hangisini? | Open Subtitles | بالمناسبة هل تتذكر الرهان الذي ربحته عليك في ذلك اليوم ؟ |
| Beş günümüz kaldı ve iddiayı kaybetmeyeceğim. Şimdi benden sonra tekrarla. | Open Subtitles | تبقى لدينا خمسة ايام فقط،وانا لن اخسر الرهان الان كرري ورائي |
| Anlaştık mı? Fazla merak öldürürmüş. İddiayı üstlendiniz. Kristal küreye baktınız. | TED | يتملك الفضول الذي قتل القط. و تقبل الرهان. و تنظر داخل الكرة البلورية. |
| Sadece radyo istasyonundaki iddiayı sonuca ulaştırmak için. | Open Subtitles | فقط لتسوية رهان أننا قد يحدث في محطة الراديو. |
| Biliyorsan söyle. İddiayı kaybeden, itfaiye merkezine yerleşecek. | Open Subtitles | إن كنتم تعلمون، فأخبروني، فسيحل ذلك رهاناً نجريه بمبنى المطافئ |
| Peki ya zehre ne oldu, yani iddiayı kazandıktan sonra? | Open Subtitles | و ذاك السم . ماذا حصل له بعد كسب الرهان ؟ |
| Artık iddiayı kazandığıma göre bu konuyu düşünmemize gerek yok. | Open Subtitles | لكن منذ أن ربحتُ الرهان ، أحسب نحنُ ليس من الضروري القلق بشأنه |
| - Biz sizi oynattık. - Öyle ya da böyle iddiayı biz kazandık. | Open Subtitles | حسناً، ذلك لا هنا ولا هناك، لأنّنا ربحنا الرهان. |
| İddiayı kazanırsam size başka sorular sorma hakkı kazanacağım. | Open Subtitles | وإن ربحتُ الرهان أطرح عليك المزيد من الأسئلة. |
| İddiayı güzelleştirir, nakiti olan gelsin. | Open Subtitles | مال على الطاولة الخشبية يجعل الرهان يجري جيداَ مال ليس في المرأى خذ نزهة |
| Özür dilerim ama iddiayı kazanmayı çok istiyorum. | Open Subtitles | حسناً , اسفة , ولكنني حقاً . اريد ان اكسب الرهان |
| Ben iki saat önce buldum, demek ki iddiayı ben kazandım. | Open Subtitles | لقد اكتشفتُ الاسم قبل ساعتين، لذا يبدو أنّي كسبتُ الرهان. |
| Benim ofisten çıkmamı bekleyeceksin aşağı inip madalyamı alacaksın ve iddiayı kazanacak mısın? | Open Subtitles | انت تنتظر ان اغادر مكتبي وتنزل وتأخذ ميداليتي وتكسب الرهان |
| İddiayı bitirip bunların hiçbir yaşanmamış gibi yapmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | ما رأيك بأن نلغي الرهان ونتظاهر بأن هذا كل هذا لم يحدث ؟ |
| İddiayı kazanamayacağını biliyordum ama bu akşamki performansın bana ne kadar iyi bir dedektif olduğundan ayrı ne kadar zeki olduğunu sorgulattı. | Open Subtitles | كنت اعلم انك لن تربح الرهان لكن اداءك الليلة جعلني اتساءل ليس فقط مدى جودتك كـ محقق |
| İddiayı kaybedeceğin için şimdiden üzgünüm. | Open Subtitles | أنا فقط آسف لأخبارك هذا مقدماً أنت ستخسرين ذلك الرهان |
| Sadece maç hakkındaki iddiayı kaybetmedim, bütün yan iddiaları da kaybettim. | Open Subtitles | أنا لم أخسر اللعبة فقط َفقدت كل رهان أعتمد عليه |
| Eğer bir iddiayı sürekli, sürekli, sürekli, sürekli, sürekli sürekli kaybederseniz olur. | Open Subtitles | حسناً، تصابون عندما تخسرون رهاناً مراراً وتكراراً ومراراً وتكراراً ومراراً وتكراراً |
| Sizinle iddiaya girerim ve eminin ki iddiayı kazanacağım. | TED | سوف أراهنكم، وإنني على ثقة من أنني سوف أفوز بالرهان. |
| Bu iddiayı desteklemesi için ifadesine izin verilmesini talep ediyoruz. | Open Subtitles | ونطلب السماح بإحضار الشاهد ليدعم هذا الادعاء |
| Bu iddiayı silahlı ordunun başı General Bizimungu'ya soruyorum. Hayır. | Open Subtitles | أترك هذا الإدّعاء إلى رئيس القوّات المُسَلَّحة, الجنرال بيزيمونقو |
| Görünüşe göre, BlueBell'de kimse Dr. Zoe Hart'tan reçete almadan seks yapamaz. İddiayı kazandın. Artık ilgimi çekmiyor. | Open Subtitles | علي مايبدو لا احد يستطيع ممارسة الجنس في بلوبيل دون وصفة طبية من د.زوي هارت لقد ربحت رهاننا فلم اعد مهتما |
| Eğer iddiayı kazansaydın arabamı imha edecek miydin? | Open Subtitles | إذا أنتِ رْبحتِ الرهانَ هل كنتي حقاً ستحطمين سيارتي؟ |
| Yalnızca konu rock müziğe geldiğinde ırkçı oluveren rock'çılar sürekli bu iddiayı kullanır — Böyle bir sözcük var. Gerçek bir sözcük. | TED | عاشقو الروك، الذين هم متعصبون فقط لموسيقى الروك، يستخدمون باستمرار الحجة ل ـــ تلك كلمة صحيحة ، تلك كلمة صحيحة. |