| Bizim dava edilmemizin tek sebebi bu olaydan sonra konser mekânı iflas etti. | Open Subtitles | والسبب الوحيد لكونهم يُقاضوننا هو أن مكان الحادثة أفلس بعد الحادثة |
| Borçlar geri ödenmediği için de onlarca borç veren iflas etti. SATILIK | Open Subtitles | فساءت حالة الأسواق و أفلس العديد من المقرضين |
| Umarım buraya para yatıran salaklardan biri de sen değilsindir. Şirket iflas etti! | Open Subtitles | أمل أنكِ لم تكونٍ واحدة من الحمقى الذين إشتروا بهذا العقار، الشركة مفلسة! |
| Babamın şirketi iflas etti ve ailem yüksek miktarda bir borçla cebelleşiyor. | Open Subtitles | شركة أبي مفلسة وعائلتي غارقة في دين هائل |
| Gezi için para ödedim, seyahat ajansı iflas etti, param gitti. | Open Subtitles | لقد دفعت قيمة رحلة ، ثم وكالة السفر أفلست ، لقد ضاع المال |
| İki...başına gelen bu olaydan ötürü iflas etti. | Open Subtitles | والأمر الثاني.. انه قد افلس بسبب هذه القضية |
| Afrika`da kurtarma paketleri oldu. Nijeryada, bizimkiyle eş zamanlı Ticari bankaların 6 büyük olanı, bizimkiyle aynı zamanda iflas etti, ha? | TED | في أفريقيا، لقد حصلوا على كفالات. وفي نيجيريا، ستة من المصارف التجارية الرئيسية قد انهارت في نفس الوقت كبلدنا، أييه؟ |
| 1991 ile 2004 yılları arasında iflas etti. | Open Subtitles | أعلن إفلاسه في عام 1991 و 2004 |
| Sonra bütün emekli ikramiyesini aptal bir şirketle batırdı iflas etti ve sonra... | Open Subtitles | ثم سحب تمويل الراتب التقاعدي بأكمله إلى شركة جديدة و رفع دعوى إفلاس هل تعرفين أي أغاني أخرى؟ |
| Bir yıl önce iflas etti, ona inanmam, onu desteklemem gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | عمله قد أفلس قبل سنة تقريباً ولقد ظننت أن عليَ أن أثق به و أسانده |
| Simsarın iflas etti. Mülklerini ise başka bir şirket satın aldı. | Open Subtitles | لقد أفلس وسيط استثمارك وشركة أخرى قد حصلت على الأصول، |
| Sonunda iflas etti. Edeceğini söylemiştim ona. | Open Subtitles | أفلس فى النهاية لطالما أخبرته بذلك |
| Bize borcu olan iki şirket... iflas etti. | Open Subtitles | اثنين من الشركات التي تدين لنا ... ذهبوا مفلسة. |
| Şehriniz iflas etti Sinyora. | Open Subtitles | مدينتكِ مفلسة , سنيورة |
| Şehriniz iflas etti Matmazel. | Open Subtitles | مدينتكِ مفلسة , سنيورة |
| Karakterin iflas etti, toplum işinde aşağılandı. | Open Subtitles | شخصيتك أفلست, عانت من العديد من الاذلال العلني |
| Evimin yakınında bir arazi var, müteahhidin biri ev yapmak için temel kazdı ve sonra da iflas etti. | Open Subtitles | وهناك الكثير قريبة بيتي ومطور حفر سرداب لبعض الشقق ثم أنها أفلست. |
| Orası iflas etti! Çiftliğiniz tarih oldu. | Open Subtitles | هذا المكان افلس مزرعتكم تاريخ. |
| Müteahhit temeli kazdı ve sonra iflas etti. | Open Subtitles | ماطورّ الشقة الخاصة؟ حفر سرداب ثم افلس |
| Sol böbreği dün gece iflas etti. Diğeri de arkasından geliyor. | Open Subtitles | انهارت كليتها اليسرى بالأمس والأخرى ستتبعها مباشرةً |
| Şirketi iflas etti eski sunucuları piyasaya çıktı. | Open Subtitles | إفلاس شركته ، ووضع ملقماته في السوق المفتوحة |
| Ama biliyorsun, Pawnee iflas etti. | Open Subtitles | لكن تعرف ان باونني مفلسه |
| - Hayır. - Darnell Girişimcilik iflas etti. | Open Subtitles | لا - أعلنت (مؤسسة "دارنيل" التجارية) إفلاسها - |