| Ölümü anlayabiliyordum, ama ihaneti anlayamıyordum | Open Subtitles | ،أستطيع أن أتحمل فكرة الموت لكن لا أستطيع تحمل فكرة الخيانة |
| Ölümü anlayabiliyordum ama ihaneti anlayamıyordum. | Open Subtitles | ،أستطيع أن أتحمل فكرة الموت لكن لا أستطيع تحمل فكرة الخيانة |
| "İki oğlunu devrim için ölüme gönderen bir kadın, ülkesine ihaneti nasıl düşünebilir? | Open Subtitles | كيف يمكنى لأمرأة التي ارسلت ولديها للموت من اجل الثورة خيانة بلدها |
| Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa, Orca topluluğununda olduğu müttefiklerimizin ihaneti yüzünden | Open Subtitles | خيانة من قبل حلفائنا بما في ذلك حلفاء فخر أوكرا, إذا أسعفتني الذاكرة. |
| Kontun ihaneti, kadınınkinden çok daha büyüktü. | Open Subtitles | خيانته كانت أكبر من خيانتها يمكن ان تحدث ابداً |
| Ama onun ihaneti ondan kurtulman için çok iyi bir sebep verdi. | Open Subtitles | ولكن خيانتها , اعطتك الطريقة المثالية للتخلص منها , ونصبه على ويل |
| Fakat zulmü bilmeyeceklerdi, ya da ihaneti, ya da intikamı. | Open Subtitles | ولكنهم لايعلمون شيئا من القسوة أو الخيانة أو الإنتقام |
| Biliyorum, tatlım. Fakat bu ihaneti daha da kötüleştiriyor. | Open Subtitles | أعرف، يا عزيزتي لكن هذا ما يجعل الخيانة اسوأ |
| "Aldatmayı ve ihaneti konu alan bu roman, "eski bir askerin hikayesini anlatıyor. | Open Subtitles | هذه الرواية المفجعة عن الخيانة والغدر, تروي حكاية جندي سابق |
| Gözlerinin içine bakıp, gizlediği ihaneti görmeden olmaz. | Open Subtitles | ليس قبل أن أنظر في عينيه، وأرى إذا كانت الخيانة تقبع هناك |
| İhaneti onu tüketti ve kardeşini kendi cehennemine gönderdi. | Open Subtitles | الخيانة استهلكته و ارسل اخاه لجحيمه الخاص |
| Bir ulus olarak bu ihaneti bir daha anmayacağımıza dair yemin ettik. | Open Subtitles | و قد أقسمنا كأمة أننا لن نفتعل هذه الخيانة مرة أخرى |
| Tarihte kimsenin, bir ihaneti bu kadar sık veya bu kadar halka açık bir şekilde yinelediğinden şüpheliydi. | Open Subtitles | شكّ أنهُ لا أحد على مدار التاريخ مضى غالبًا أو إلي أبعد حدّ في إعادة إختصار إرتكاب خيانة |
| Kasıtlı olarak, bana ve çocuklarımıza ihaneti seçtin. | Open Subtitles | خياراًمتعمداًبخيانتي.. و خيانة أطفالنا.. |
| Böyle bir ihaneti bir daha asla yapmayacağımıza ulus olarak bir söz verdik. | Open Subtitles | قررت هذه الأمة انها لن تسمح بأي خيانة مرة أخرى |
| Marta'nın ihaneti beni de şok etti ama o artık bitti. | Open Subtitles | خيانة مارتا حسناً , لقد جائت مثل الصدمه بالنسبة ألي أيضاً لكن هذا أنتهى الان |
| Belki şimdi biz sizin yararınıza yaptığı ihaneti kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | ربما الآن يمكننا استخدام له خيانة لصالحنا. |
| Spike sana pahalı bir yemek veya tatil borçlu ihaneti kimin planladığını tahmin etmeyi başlattığı için. | Open Subtitles | سبايك سيدعوك إلى عشاء فاخر أو إجازة لقد حصد لقاء خيانته |
| Daniel ile konuştuysan Pearson Hardman'ı benim ihanetim yüzünden değil kendi ihaneti yüzünden kaybettiğini biliyorsun demektir. | Open Subtitles | حسناُ، إذا تكلمت مع دانيل ستعرفين انه خسر الشركة بسبب خيانته لي |
| Ya bu gece suçlu iade etmeyen bir ülkeye kaçarsın ya da kalıp Benedict Arnold'dan beri vatana en büyük ihaneti eden olarak... | Open Subtitles | وعدم العودة مُجدداً قط أو البقاء وتحمل العواقب كونك الخائن الأكبر لتلك البلاد |
| Büyük Ortaklar ihaneti kolay kolay affetmez. | Open Subtitles | حسناً, الشركاء الكبار لن يستخفوا بالخيانة أجل, حسناً .. |
| Korkuyu ve ihaneti ve istismarınızın kurbanın üzerindeki uzun vadeli etkilerini hissetmelisiniz. | TED | عليك أن تشعر بالرعب والخيانة والتأثير طويل المدى على ضحيتك من جراء عدوانك. |
| Bu ihaneti para için mi yaptın, yok güç için mi? | Open Subtitles | خنتَ شعبكَ من أجل المال؟ |
| İhaneti kabul etmeyi öğrenmek, gizlilik, nefret ve öfke yaşamak. | Open Subtitles | تعلمت توقع الخيانه السرية والتآمر والكراهية والغضب |