| İki dolar daha verebilirsin. Canımı sıktığın için. | Open Subtitles | يمكنك أن تعطيني دولاران إضافيان لأنك جعلتني متوترا |
| Dönüm başına iki dolar yapabileceğiniz en iyi anlaşma. | Open Subtitles | دولاران لقاء الآكر صفقة من العمر لن تتكرر |
| Günde iki dolar ver ve kendilerini kral zannetsinler. | Open Subtitles | أجل، دولاران في اليوم ويشعرون بأنّهم ملوك |
| Bir gün çalışarak iki dolar kazanmak isteyen var mı? | Open Subtitles | أيود أحدكم العمل معي بأجرة دولارين في اليوم؟ ما الأمر؟ |
| günde iki dolar kazanıyor, bir eğitim fonu oluşturuyor, ve evlenmeyeceğini ve çocuk yapmayacağını söyledi, bu şeyler tamamlanana kadar. | TED | إنها تجني حوالي دولارين يومياً، تنشئ صندوقاً للتعليم، وأخبرتني بأنها لن تتزوج أو تنجب أطفالاً حتى تستكمل هذه الأشياء. |
| Bana iki dolar daha borçlusun. Moo shu pork'un fiyatı artmış. | Open Subtitles | أوه أنت تدين لي بدولارين آخرين سعر الموشو بلحم الخنزير أرتفع |
| Bu saatte iki dolar fazla para demek. | Open Subtitles | أجــل سـوف أجــني دولاران زيـادة في الــساعة |
| Bugün iki dolar kırk sent. | TED | اليوم هو دولاران وأربعون سنتا. |
| - İki dolar, eğer sizi memnun ederse. - Etmez. | Open Subtitles | دولاران إذا كنت لا تمانع بل أمانع |
| Delisin. İki dolar falan olmalıydı. | Open Subtitles | أنتِ مجنونة إنه لايستحق سوى دولاران |
| Bakmak, bir dolar. Dokunmak, iki dolar. | Open Subtitles | ،دولار واحد للنظر إليه دولاران للمسه |
| Ama elimde iki dolar ve Casio kol saati var. | Open Subtitles | ولكن ما لديّ هو دولاران. و ساعة من ماركة (كاسيو). |
| İki dolar kazanır, birini kenara koyar. | Open Subtitles | يكسب دولاران يدخر أحدهما |
| Hep cebinde iki dolar, yedi senti olan birkaç avanağı alıyorlar. | Open Subtitles | دائما تأتي بشخص ما ذو دولارين وسبعة سنت في جيبه |
| Hepsini bitiremeyeceğine dair bir dolar koyarım, iki dolar alırım. | Open Subtitles | أراهنك بدولار أنه لن ينجح فى إلتهام خمسين بيضة وسأحصل على دولارين |
| adama iki dolar vermeniz gerektiğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | عليك أن تعطي الحارس دولارين وإلا لن يسمح لك بالدخول |
| Sattığımız her bir hisse senedi başına iki dolar rip alırız. | Open Subtitles | مقاولة دولارين, التى لم يسمع عنها أحد فى وول ستريت حتى الآن تعنى إننا نذهب بعيدا |
| - Sana iki dolar verdim. - Sadece cömertçe davrandığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنا أعطيتك دولارين كنت أظن أنك شخص سخى لا غير |
| Babam iki dolar almıştı bunun için. Zengin biri için peruk yapmışlardı. | Open Subtitles | جنى أبي دولارين من ورائه، صنع باروكة لأحد أغنياء رالي |
| Sakıncası yoksa, sürümü yorduğun için iki dolar daha borçlusun. | Open Subtitles | أن لم يكن لديك مانع أنت تدين لي بدولارين لأنك أنهكت قطيعي |
| Hey, señor. O bıçak sadece iki dolar. | Open Subtitles | ذلك السكينة بدولارين فقط يا سيدى |