| Birbirinden habersiz büyümüş iki kızın yaz kampında karşılaşıp şok olmalarını anlatıyordu. | Open Subtitles | حول فتاتين نشأوا على حدة ثم يجتمعون في المخيم الصيفي ويفقدان صوابهما |
| Dün gece seks kulübünde olduğunu ve iki kızın ölümünden sorumlu olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنكُ كُنت تتواجد بنادي الجنس ليلة الأمس وأنت مسئول عن مقتل فتاتين |
| Bir keresinde, kavga eden iki kızın arasına atlayıp kendini yere düşürttüğünü görmüştüm. | TED | في أحد الأيام، رأيته يتدخل لفض شجار بين فتاتين فوجد نفسه يتلقى ضربة طرحتهُ أرضاً. |
| Reis ve imam, iki kızın tecavüze uğrarken attıkları çığlıkları duyarlarken gülmeye başladılar. | TED | بينما سمع الأمير والإمام الفتاتين تصرخان أثناء تعرضهن للاغتصاب، بدأوا بالضحك. |
| İkisi, diğer kızlara içerideki iki kızın çığlık atmak yerine, deneyimin tadını çıkarmaları gerektiğini söylüyordu. | TED | قالا للفتيات الأخريات أن على الفتاتين الاستمتاع بالتجربة بدلاً من الصراخ. |
| Senin fakir olduğunu, iki kızın ve bunamış bir annem olduğunu biliyor. | Open Subtitles | وهو يعلم أنك فقير ولديك ابنتان صغيرتان وأم خرفة |
| Bu kadar farklı iki kızın nasıl arkadaş olduğunu anlayamıyorum. Şunu iyi anla. | Open Subtitles | لا يمكنني تخيل فتاتين مختلفتين و في نفس الوقت صديقتين |
| İki kızın gitmesine izin verdiğimi hatırlatsın diye tutuyorum bunu. | Open Subtitles | أبقيتُ ذلك كتذكار عندما تركتُ فتاتين صغيرتين تهربان |
| Çünkü artık düşünmen gereken iki kızın var. | Open Subtitles | وذلك لأنّ لديكِ فتاتين الآن لتُفكري في أمرهما |
| Birbirlerinden ayrı büyümüş iki kızın yaz kampında buluşup şaşırmalarını anlatıyor. | Open Subtitles | حول فتاتين نشأوا على حدة ثم يجتمعون في المخيم الصيفي ويفقدان صوابهما |
| Sakın iki kızın olmasın, tatlım. Bu çok zor. | Open Subtitles | لا تنجبين فتاتين عزيزتي فالامر صعب للغاية |
| Bana karşı sadece iki kızın olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لقد سمعت انه انا فقط ضد فتاتين اخرتين. |
| Bir pezevenkle konuştum ve iki kızın kaybolduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع قواد محلى ...قال ان لديه فتاتين اختفتا |
| İki kızın arasına giren bir yabancı. | Open Subtitles | الغريب الذي يفرض نفسه بين فتاتين |
| Senin iki kızın olacak. | Open Subtitles | ستكون لديك فتاتين |
| O tatlı "beagle", kendini sevgi dolu iki kızın kollarında buldu. | Open Subtitles | -أجل لقد هبط كلب (البيغل) بسعادة بين أذرع فتاتين محبّتين |
| Hindistan'da hala iki kızın evlenmesi yasal değil New York'a gitmen gerekiyor, Aditi! | Open Subtitles | لا زال زواج فتاتين من بعضهما أمرا غير قانونيا في الهند -عليكي ان تذهبي الى نيويورك ياآديتي ! |
| Bu iki kızın tek ortak noktası, fiziksel benzerlikleri gibi görünüyor. | Open Subtitles | الشئ الوحيد المتشابه فى هاتين الفتاتين يبدو أنه المظهر |
| Bu aptal için iki kızın kavga ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هاتين الفتاتين تتقاتلان من أجل هذا |
| Mahkeme Freebo'yu Everglades'teki iki kızın ölümünde serbest bırakmıştı ama. | Open Subtitles | لقد دعت المحكمة "فريبو" يرحل مرة "لهاتين الفتاتين فى "إيفرجلادس |
| İki kızın var, değil mi? | Open Subtitles | لديك ابنتان صحيح ؟ |
| Senin de iki kızın varmış. | Open Subtitles | لديك ابنتان |