| Oh, Tatlim, hadi ama. iki saniye içinde çikmis olmazsan... | Open Subtitles | اوه عزيزتي اذا لم نكن في الخارج في غضون ثانيتين |
| Bir yerliyle iki saniye dövüşünce hemen General Custer'a benzedim. | Open Subtitles | ثانيتين من المشادات مع الأمريكى الأصلى و تحولت للجنرال كاستر |
| Sana söylüyorum, iki saniye içinde bu kadının ağzını burnunu kırabilirim. | Open Subtitles | انا اخبرك. انا ابعد ثانيتين من ممارسة الجنس مع هذه العاهرة |
| Bugün onunla konuşuyordum. İki saniye arkamı döndüm ve o gitmişti. | Open Subtitles | معها هذا اليوم ، وأدرت لها ظهري لثانيتين ، وبعدها أختفت |
| Evet, seninle iki saniye bile geçirmemeli, kadın avcısı. Şu kollara bak. | Open Subtitles | أجل ، لن تدوم ثانيتان معك يا مفتول العضلات ، انظر لذراعاك |
| Bir anlık bir şey. İki saniye sonrasını gördün. Normaldi. | Open Subtitles | الأمر وكأنها رأت ومضة ولكن ثانيتين بعدها , كانت طبيعية |
| Eğer yukarıda onda bir kadar yavaş olsa aşağıda iki saniye kaybeder. | Open Subtitles | إذا تأخر ثانيتين في الخروج يعني أنها ستتأخر في الوصول إلى الأسفل |
| Kedi,seni iki saniye içerisinde, 160 deniz mili hıza ulaştıracak. | Open Subtitles | الأنطلاق سيأخذ منك من 0 إلى 160 عقدة خلال ثانيتين |
| Tabii ki gitmedim, anne. İki saniye önce yanımdan geçtin. | Open Subtitles | بالطبع لم أغادر يا أمي قد مررتي أمامي منذ ثانيتين |
| Tabii ki gitmedim, anne. İki saniye önce yanımdan geçtin. | Open Subtitles | بالطبع لم أغادر يا أمي قد مررتي أمامي منذ ثانيتين |
| Sanayi Çağı iki saniye önce başlamış olurdu. | TED | وستكون الحقبة الصناعية قد بدأت منذ ثانيتين. |
| İki saniye içinde duman odaya doldu | TED | و امتلأت الغرفة بالدخان في حوالي ثانيتين. |
| Her iki yöntemde de, virüsü yok etme işlemi sadece bir veya iki saniye içinde gerçekleşir. | TED | في كلا الطريقتين، العملية الفعلية لتدمير الفيروس تحدث في ثانية أو ثانيتين فقط. |
| Ya iki saniye içinde şerifi buraya getirirsin ya da kapıyı kırar girerim, anlaştık mı? | Open Subtitles | لديك ثانيتين لإخارج العمدة وإلا سأكسر عليه مقتحماَ الباب |
| İki saniye düşünceli olsan ölür müsün? | Open Subtitles | اخبرني انت ستموت لو امكن ان تكُونَ مُراعي لشعور الآخرينَ لثانيتين مِنْ حياتِكِ؟ |
| - Tabi. Beyler, iki saniye için şu ot konusunu açmayın. Bu kızın içtiğimi bilmesini istemiyorum. | Open Subtitles | يا رجال، لا تتحدثوا حول الحشيش لثانيتين لا يريد هذه البنت أن تعرف أني أدخن |
| Senin eskiyi iki saniye alsam sorun olur mu? | Open Subtitles | هل تمانعين لو إقترضت زوجك السابق لثانيتين ؟ |
| Yedi saniye. Altı saniye. İki saniye. | Open Subtitles | ثمان ثوانٍ ، سبع ثوانٍ ، ست ثوانٍ ، خمس ثوانٍ أربع ثوانٍ ، ثلاث ثوانِ ، ثانيتان ، ثانية واحدة |
| O kayışları gevşettikten iki saniye sonra tırnaklarını gözlerime batırıp kaçmaya çalışacaksın. | Open Subtitles | بعد ثانيتان من إرخاء هذه القيود الصغيرة ستحاولين خدش عيوني وتهربين |
| On dakikaya son beş saniye, dört saniye, üç saniye, iki saniye... - ...bir saniye. | Open Subtitles | عشر دقائق وخمس ثوان، أربعة ثانية، ثلاث ثوان، ثانيتان |
| Eskiden severdim, ta ki birisi, iki saniye arkamdan atlayana kadar. | Open Subtitles | أعني كنت أحبها, حتى ظن شخص ما أنه سيكون ممتعا الانزلاق بعدي بثانيتين |
| İki saniye geciksem, altı haberlerinde şefin dağılmış beynini izlerdik. | Open Subtitles | وثانيتين إضافيتين وكان سينفجر مخ الرئيسة على كل الشاشات |
| İki saniye sonra ararım. Acele et. | Open Subtitles | سأعاودُ الإتصال بكما خلال لحظتان. |
| Bir saniye, iki saniye üç saniye, dört saniye... | Open Subtitles | واحد مسيسيبي، اثنان مسيسيبي... ثلاثة مسيسيبي، اربعة مسيسيبي... |
| Önce sen çık sonrada ben bir iki saniye, bir iki dakikaya çıkarım. | Open Subtitles | إذهب أولاً ثم سأخرج أنا بعدك بثواني بدقائق |